“Sonsuz Bir Şiir Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti” Programı (14.11.2015)

 / ETKİNLİKLERİMİZ

İLESAM CUMARTESİ SOHBETLERİ VE ŞİİR DİNLETİSİ

 (14 Kasım 2015) 

İLESAM CUMARTESİ SOHBETLERİ VE ŞİİR DİNLETİSİ

“Sonsuz Bir Şiir Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti” 

Edebiyatın, sanatın, kültürün ve aktüel konuların konuşulduğu, şiirlerin okunduğu etkinliklerine devam eden Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği birbiri ardına gerçekleştirdiği farklı etkinlikleriyle tarihe iz bırakmaya devam ediyor.

 İLESAM Genel Başkanı Mehmet Nuri Parmaksız, yaptığı açılış konuşmasında Bakü’de 16 Ekim 2015 tarihinde gerçekleştirilen ve büyük ses getiren Türk Dünyası Konserler Dizisi “Mahnıdan Şarkıya” Ankara-Bakü Konserinin, Ankara ayağının TRT Arı Stüdyolarında 19 Kasım 2015 tarihinde yapılacağını, konserin TRT Avaz televizyonundan canlı olarak izlenebileceğini ve programın davetiyelerinin üyelerine ulaştığını söyledi.

Parmaksız, pek çok ilde ve çeşitli okullarda gerçekleştirilen Esere Saygılı, Korsana Karşıyız” Ulusal Slogan ve Logo Yarışması sonuçlarının belli olduğunu; ödül töreninin 30 Kasım 2015 tarihinde, saat 13.30’da Milli Eğitim Bakanlığı Şura Salonu’nda yapılacağını belirterek üyelerinin bu etkinliğe davetli olduğunu ifade etti. 

Cumartesi Sohbetleri İLESAM Federasyon Temsilcisi ve Fotoğraf Sanatçısı Zeynel Yeşilay’ın  “Sonsuz Bir Şiir Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti” konusunu anlatması ile devam etti.

Kıbrıs’ın coğrafi yapısına, geçirdiği tarihsel evrelere, kültür ve turizmine yer veren Zeynel Yeşilay konuşmasını kendi çektiği fotoğraflardan oluşan bir sunum eşliğinde anlattı.

Zeynel Yeşilay’ın sunu eşliğinde aktardığı anekdotlardan oluşturduğumuz bilgi notunu sizlere aynen aktarıyoruz:

“Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) 20 Temmuz 1974’deki Barış Harekâtı sonrasında yapılan görüşmelerden bir sonuç çıkmaması üzerine 15 Kasım 1983 tarihinde kurulmuştur.

Kıbrıs Adası, çağlar boyunca tarihin her döneminde çalkantılara sahne olmuştur. Gerek stratejik konumu gerekse doğal zenginliği nedeniyle komşusu olan ülkeler tarafından zaman zaman işgal edilmiş, kurulan kentler ve zenginlikler yağmalanmış, sıkıntılı dönemler yaşamıştır.

Ada ekonomisinin lokomotif sektörleri, turizm ve yükseköğretimdir. Çok güzel korunmuş mükemmel kıyıları, eşsiz doğal güzellikleri, her zaman güneşin parladığı sıcak iklimi, birbirinden güzel turistlik tesisleri, restoranları, şans oyunlarının yapıldığı tesisler, pırıl pırıl denizi, kumsalla ve sevecen insanlarıyla tam bir turizm cennetidir. 

Lefkoşa’da Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi ile Yakın Doğu Üniversitesi, Gazimağusa’da Doğu Akdeniz Üniversitesi, Girne’de Amerikan Üniversitesi, Güzelyurt Kalkanlı’da Orta Doğu Teknik Üniversitesi Kuzey Kıbrıs Kampüsü ve Lefke’de Lefke Avrupa Üniversitesi, Akdeniz Karpaz Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi ile Kıbrıs üniversiteler ülkesidir. 

Coğrafi bakımdan Kuzey Kıbrıs’ı Beşparmak dağları ikiye ayırmaktadır. Güneyde Gazimağusa’dan Lekoşa’ya kadar Meserya ovası, Lefkoşa’dan Lefke’ye kadar ise verimli Güzelyurt Ovası uzanmaktadır. Kuzeyde ise Beşparmakların eteklerinde zengin kıyı şeridinde birbirinden güzel koylar ve dağ eteklerinde bahçeler bulunmaktadır.

Lefkoşa KKTC’nin başkenti konumundadır. Gazimağusa, İskele, Girne ve Güzelyurt diğer önemli kentleridir. Kuzey Kıbrıs topraklarının % 57’si tarım arazisidir. Ülkede turunçgiller, arpa, buğday, zeytin, zeytinyağı, patates, harup, havuç gibi meyve ve sebzeler yetiştirilmektedir. Yeterli olmayan su kaynakları modern sulama sistemleriyle en uygun şekilde kullanılmaktadır.

Türkiye-Kıbrıs arasındaki denizaltı borusu önemli bir projedir.

Ada’da küçükbaş ve büyükbaş hayvanlar da yetiştirilmektedir. Et, süt, peynir ve yoğurt ürünleri çok kalitelidir. Özellikle, Hellim peyniri çok meşhurdur. Ayrıca ağaçlandırma çalışmaları yapılarak adanın yeşil bitki örtüsü korunmaktadır. Uzun baharı nedeniyle arıcılık gelişmiştir.

Kıbrıs’ta Akdeniz iklimi yaşanır. Yazlar uzun ve kurak, kışlar kısa ve yağmurludur. Yıllık ortalama sıcaklık 19 derecedir. Yaz ortalaması 40 derece civarındadır. Deniz suyu ortalaması 21 derecedir. Kışları hava çok soğuk geçmez, yumuşaktır ve yıllık ortalama 500 mm yağmur düşmektedir. En güzel ve uzun mevsimi ise bahar aylarıdır.

Akdeniz iklimi, Kıbrıs’ın doğal zenginliğinin meydana gelmesini sağlamıştır. En yaygın orman ağaç türler çam, servi, meşe ve okaliptüs’tür. Kuzey Kıbrıs’ta doğal yetişen pek çok çeşit bitki, orkide ve Kıbrıs’ta yetişen 19 endemik bitki türü bulunmaktadır.

Gerek Ada’da yaşayan gerekse göçmen kuşları barındırması nedeniyle Kuzey Kıbrıs zengin hayvan türüne de sahip bir ülkedir. Bu nedenle Ada’da avcılık oldukça gelişmiştir. Kuzey Kıbrıs’ın Afrika ve Avrupa arasındaki kuşların göç yolları üzerinde olması ve coğrafik konumu nedeniyle konaklama ve yumurtlama merkezidir. Martılara ender de olsa rastlamak mümkündür.

Kuzey Kıbrıs’ın doğal mağaralar tarafından da zengin olduğu görülür. 85 civarında irili ufaklı, doğal veya insan eliyle yapılan mağarasının olduğu tespit edilmekle birlikte keşfedilecek mağaralar halen gizem içinde beklemektedir. Bunların içinde en güzel sarkıt ve dikitleri barındıran ve ziyarete açık olan İncirli mağarasıdır. Kalavaç köyü civarında bulunan

Ecinni sinileri ilginç yapısıyla keşfedilmeyi beklemektedir.

Kalkanlı’da bulunan bin yıllık zeytin ağaçları, doğa yürüyüş yolu olarak düzenlenmiş ve koruma altına alınmıştır.

Kıbrıs’ın ince kumlu geniş, uzun ve eşsiz sahilleri ise dünyada nesli tükenmekte olan ve koruma altına alınan Caretta caretta ve Chelonia mydas kaplumbağalarının yumurtlama merkezidir. Çevre koruma duygusu çok gelişmiş olan Kıbrıs halkı Özel Kaplumbağa Koruma Dernekleri, Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı, Altınkum, Alagadi, Ronnas ve diğer kumsallarda yumurtlamaya gelen deniz kaplumbağalarını özenle takip etmektedirler.”

 

Fotoğraf Sanatçısı Zeynel Yeşilay’ın SONSUZ BİR ŞİİR KUZEY KIBRIS (AN ENDLESS POEM NORTHERN CYPRUS) hakkında kaleme aldığı yazıyı da paylaşalım sizlerle…

“İlk çağlarda, henüz tek Tanrı kavramının olmadığı zamanlarda, insanlar, kendilerini koruyacak üstün bir gücün varlığına inanmak ve sığınmak ihtiyacı duymuşlardır.   Bu yüzden de, doğanın içinde gördükleri her olağanüstü gücü, Tanrı olarak kabul etmişlerdir. Gök gürültüsünü, şimşeği, fırtınayı, güneşi vb. hep kendilerinden güçlü görüp Tanrı sayan insanlar,  Tanrıların yanında elbette Tanrıçaları da unutmamışlardır.  Örneğin; Zeus tüm Tanrıların Tanrısı olarak kabul edilmiş. Afrodit ise ölümlü insanlar arasında tüm güzellikleri kendi üzerinde toplayan Tanrıça olarak anılmıştır.

Tanrıça Afrodit, Akdeniz’in turkuvaz mavisi derinliklerinde parlayan güzel bir istiridye kabuğunun içindeki, değerli bir inci gibi, Kıbrıs kıyılarına vuran bembeyaz denizköpüklerinin arasından dünyaya merhaba demiştir. Zeus ile Dione’nin kızı ve aşk tanrısı Eros’un annesi olan Afrodit, mitolojide Tanrıların ve Tanrıçaların yanında yerini alarak günümüze kadar bir efsane olarak gelmiştir.

Güzellik Tanrıçasının, Kıbrıs kıyılarında dünyaya gelmesi şüphesiz ki tesadüf değildir, çünkü Afrodit’in Tanrıça kimliğinde, Kıbrıs’ın zengin güzelliği kendini bulmaktadır. Kıbrıs bir dünya cennetidir. Güneş ışıklarının, neredeyse on iki ay okşadığı şahane mavilikteki gökyüzü ve pırıl pırıl tertemiz deniziyle, efsaneler adası Kıbrıs, zengin tarihi güzellikleri, eşsiz doğal yapısı, altın kumsalları, dost ve her şeye rağmen gülen gözleriyle size kalbini açan insanlarıyla gerçekten görülmeye değer bir adadır.  

Tanıdığım bütün gezgin ve doğa tutkunlarının ifade ettiği gibi, Kıbrıs dünya haritası üzerinde küçük bir ada olmasına rağmen gezilerek bitirilemeyecek kadar büyüktür. Gördüğünüz bir güzellikten sonra, dağarcığınıza koymak isteyeceğiniz başka bir güzellik mutlaka bir yerlerde sizin karşınıza çıkacaktır. Siz onu bulmaya çalışırken gizli bir köşeden başını uzatmış bir çiçek, bembeyaz bir dalga, dalın ucunda sallanan bir zeytin tanesi, rengarenk bir kelebek, bir köy evinin yıllara meydan okuyan eski kapısı, suya vuran gecenin ışıkları, uzaklarda parlayan bir yakamoz, hala keşfedilmek için orada bekliyordur.

 Kıbrıs’ı yaşamak, Kıbrıs’ta yaşamak, bitmeyen bir senfoni ve bitirilemeyecek kadar uzun bir şiirdir.

İlk defa 1976 yılında bir ay kalıp fotoğraflarını çektiğim Kuzey Kıbrıs’ın bu eşsiz doğal, kültürel ve tarihi güzellikleri, yıllarca gözümün önünden gitmemiştir. 2002 yılı sonunda diplomatik bir görevle geldiğim bu eşsiz güzellikteki adayı, bir çok defalar dolaştım, belki de hiç kimsenin görmediği yerleri gördüm, binlerce fotoğrafını çektim ama karış karış gezdiğimi düşündüğüm bu adayı kaç yıldır gezip fotoğraflamama rağmen bitirebilmiş değilim. Hala göremediğim o kadar yer var ki…

Eğer bir defa Kuzey Kıbrıs’a gelip denizini, güneşini, mavisini, yeşilini ve tarihi güzelliklerini görüp, eşsiz lezzetteki mezelerini ve yemeklerini tadarsanız, hele de sıcakkanlı insanlarıyla keyifli dostluklar kurarsanız… Bir gün, bütün bunları bırakıp gitmek, eminim çok zor gelecektir. Sanırım benim gibi, aklınızın yarısı bu topraklara takılı kalarak kendi ülkenize dönersiniz.

Kuzey Kıbrıs’ın baharı, kışına inat uzundur. Aralık ayı sonlarına doğru, ılık topraklardan başını uzatmaya başlayan çiçekler,  yüzlerce farklı çeşidiyle yıl boyunca adaya eşsiz bir güzellik katmaktadır. Kıbrıs Orkideleri, Medoş Lalesi, kekiği, rengârenk gülleri, nazlı bir edayla başını eğmiş Laden çiçeği,  mis gibi kokularıyla gecelerimize egzotik bir hava katan Pakistan Geceleri, fitne ve yaseminlerin bulunduğu cennet bahçeleri ve özellikle endemik bitkileriyle ada, tüm güzelliklerini doğa tutkunlarının gözleri önüne sermektedir.

Kuzey Kıbrıs deyince insanın aklına sadece deniz, güneş, kum gelmiyor. Başınızı kaldırıp, Beşparmak dağlarına baktığınız zaman, bir an önce Altıntop ağaçlarının süslediği yollardan geçerek, bu güzelliklerin arasında yürümek isteği doğuyor insanda. İşte bu istek doğrultusunda “Doğa Yürüyüşleri” ada’da önemli bir turizm çeşidi olma özelliğini göstermektedir. Bazen, yemyeşil ağaçlarla süslü dağlarda, bazen de, altın kumlarla kaplı sahillerde,   yaz kış uzun yürüyüşler yapan insanlara sık sık rastlamak mümkündür. Doğa içinde doyasıya yaşamak istiyorsanız, Kuzey Kıbrıs size verebileceğim tek adrestir. Afrodit’in dünyaya geldiği bu yeryüzü cennetinde,  saymakla bitiremeyeceğim güzellikler,  sizleri bekliyor. “ Ruhum ve bedenim dinlensin, yenilensin” diyorsanız, tatiliniz için başka adrese gerek yok.

Bir tarih hazinesi olan Kuzey Kıbrıs’ta, tarih meraklıları için de sayısız imkânlar bulunmaktadır. Eğer kendinizi tarihin gizemli kollarına bırakıp antik çağların lirik güzellikleriyle buluşmak isterseniz Vuni sarayına çıkıp denize kuşbakışı bakmanızı tavsiye ediyorum. Pigades tapınağında sonsuz bir sükûnu,  St. Hilarion Kalesinde ki gün batımında geçmişin muhteşem renklerini bulacağınıza emin olabilirsiniz. Salamis harabelerinin zamanın ve doğanın yıpratıcı gücüne rağmen nasıl muhteşem bir azametle ayakta durduğunu görmek istiyorsanız, mutlaka antik tiyatroda bir konsere katılınız. Eminim eski çağlardan gelen bir ses veya bir tınıya rastlayacaksınız.

Yükseklerde ki,  Kantara,  Buffavento ve St. Hilerion Kalelerine çıkınca duyacağınız mistik duygular sizin Tanrı’ya daha yakınlaştığınızın kanıtı olacaktır. Eğer tüm bu gezilerden yorulup da, tarihin dingin güzelliği içinde bir kahve molası vermek istiyorsanız, Antik Girne Limanı’ndaki birbirinden güzel kafeler ne güne duruyor? Kahvenizi içtikten sonra değişik bir heyecan hissetmek istiyorsanız kale içinde bulunan M.Ö. 4. yüzyıla ait “Antik Gemi Batığının” mükemmel bir şekilde korunarak günümüze kadar gelmiş gövdesi sizi  bir anda tarihin derinliklerinde ki bir korsan hikayesinin içine dahi çekebilir.

Günün en güzel zamanlarıdır akşamüstleri. Gün boyunca yaşadığınız güzellikleri paylaşmak ve konuşmak için, akşam yemekleri bulunmaz bir ödül gibidir. O saatlerde Kuzey Kıbrıs’ın birbirinden güzel restoranları sizleri beklemeye başlar. Gerek sahilde ki bir balıkçı lokantasında, gerekse lüks bir restoranda aynı özeni bulacağınızdan emin olabilirsiniz. Bembeyaz örtülerin üzerinde Akdenizli aşcıların ellerinden çıkarak beğeninize sunulan birbirinden lezzetli mezeler ve yemekler eşliğinde mumların ışıklarıyla dans eden şarap kadehlerinden yudumlanan içkiler, daha gecenin başlangıcında sonsuz bir mutlulukla sarar sizi. Kuzey Kıbrıs’ın yemeklerinden   “Şeftali Kebabı” ve “Kuyu Kebabı”’nı,  pek çok çeşitte ve lezzetteki mezelerini, ekmek kadayıfı ile sütlü börek gibi tatlılarını mutlaka tatmanızı tavsiye ediyorum.

Biz Türkler, dostlukların uzun ömürlü olması gerektiğini hatırlatan bir Atasözünü sık sık tekrarlarız. “Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır”. Eğer sonsuz güzellikleri ve Kuzey Kıbrıs’ ta yaşadığınız unutulmaz günleri bir kahve tadında pekiştirmek istiyorsanız, Girne’de bulunan Bellapais Manastırına gidiniz ve bu tarihi ortamda eşsiz manzaranın önünde gün batarken huzur içinde bir Türk Kahvesi yudumlayınız. O anın güzelliğini, hep gülümseyerek hatırlayacaksınız...

Ben yaşadım, biliyorum. Siz de yaşamaya ne dersiniz?”

Kıbrıs’a ait yüz bin fotoğraf çektiğini belirten Fotoğraf Sanatçısı Zeynel Yeşilay, konuşmasının sonunda hazırladığı multivizyon gösterisi ile izleyenlere görsel bir şölen yaşattı.

Zeynel Yeşilay’a katılımlarından dolayı İLESAM Genel Başkanı Mehmet Nuri Parmaksız tarafından bir Teşekkür Belgesi takdim edildi.

Etkinliğin ikinci yarısını oluşturan “Şiir Dinletisi” İsmail Tunç tarafından sunuldu.

Ali Kemal Parıldar, İhsan Hökelekli, Selahattin Dündar, Efkan Otgün, Sevinç Doğancan Güven, Sevgi Yücebaş, Bekir Yeğnidemir, Orhan Vergili, İbrahim Yaman, Sibel Unur Özdemir, İlter Yeşilay, Cemal Tuzcuoğulları, Necati Özdenkoş, Mehmet Sevinç Ergün, Aşık Zebuni, Seyfettin Çoban, Murat Duman, Asiye Şener, Kemalettin Kalkan, Mahir Ünat, Hatun Tülin Şenel, Rıfat Çakır, Cahit Karaç, Ayten Gülçınar, İbrahim Aslanoğlu, Hünkar Dağlı, Cihat Solmaz, Bayram Yelen, Hanifi Işık, Tuncer Ulusoy, Nevin Balta, Songül Dündar, Aşık Yaşar Demiroğlu, Aşık Binali Kılıç, Aşık Şemsettin Güneş, Muzaffer Karslı, Ali Kahraman, Sadık Kılıç, Erdoğan Pamuk, Osman Taş etkinliğe katılan isimler arasındaydı.

Birbirinden değişik şiirler hem okuyanlara hem de dinleyenlere keyifli anlar yaşattı.

İLESAM çatısı altında güzel bir Cumartesi etkinliği daha yüreklerindeki yeri aldı.

İLESAM “Şiir Dinletileri”mize şiire, sanata ve kültüre gönül veren herkesi- üyemiz olsun veya olmasın-bekliyoruz.Unutmayın!!!

HABER METNİ ve FOTOĞRAFLAR: Sibel Unur Özdemir

 görüntüleniyor

TÜRKİYE İLİM ve EDEBİYAT ESERİ SAHİPLERİ MESLEK BİRLİĞİ

İLESAM GENEL MERKEZİ

Adres

:

İzmir 1.Cad. No: 33/16  Aydın Apartmanı, Kat:4  Kızılay / ANKARA

Tel

:

0 312 419 49 38

Faks

:

0 312 419 49 39

Web

:

www.ilesam.org.tr

E-Posta

:

 

 Okunma Sayısı : 5352         16 Kasım 2015

Yorumlar

Yorum Yap

Adınız Soyadınız

Girilecek rakam : 816193

Lütfen yukarıdaki rakamları yazınız.