"Yaratılış ve Demir” İLESAM CUMARTESİ SOHBETLERİ ve ŞİİR DİNLETİSİ ( 8 Nisan 2017)

 / ETKİNLİKLERİMİZ

 İLESAM CUMARTESİ SOHBETLERİ ve

ŞİİR DİNLETİSİ
 


“Yaratılış ve Demir”


(8 Nisan 2017)


“Yaratılış ve Demir”

Edebiyatın, sanatın, kültürün, aktüel konuların buluşma noktası olan İLESAM Genel Merkezi’nde 8 Nisan 2017 tarihinde yeni bir etkinlik daha gerçekleştirildi.

Görüntünün olası içeriği: 2 kişi, oturan insanlar ve iç mekan

İLESAM Genel Başkanı Mehmet Nuri Parmaksız’ın yaptığı açılış konuşmasıyla başlayan program Prof. Dr. Hayrani Altıntaş’ın  “Yaratılış ve Demir ” temalı konuşması ile devam etti.

Görüntünün olası içeriği: 1 kişi

Prof. Dr. Hayrani Altıntaş’a konuşma metnini bizlerle paylaştığı için teşekkür ediyor, metni sizlerle aynen paylaşıyoruz.

“Biliyor musunuz, demir olmasaydı hayat olmazdı? Çünkü… Demir, dünyada en çok bulunan madenlerden biridir. Kur’an-ı Kerim’de, Demir (Hadid) adında (57.sure) bir sure vardır. Yüce Allah’ın melekler vasıtasıyla gönderdiği kutsal kitapta demirden böyle önemle bahsetmesi sebepsiz değildir.

Kâinatın oluşumunda “Ol” emri ile gerçekleşen büyük patlama sırasında, gazlar, bu gün mevcut olan her şeyi şekillendirecek oranda birleştiler ve varlıkların hepsi yavaş yavaş oluşmaya başladılar. İşte bu oluşma sırasında, yüksek bir ısı ile dünyamızın içindeki demir de oluşmaya başladı. Demirin oluşması 50-60 milyon derecelik bir sıcaklığı gerektiriyor. Sonra bu gaz hali, sıvı hale dönüştü ve dünyamızın içindeki demir şekillendi.

Dünyamızın içindeki demir, merkezde bir iç çekirdek, onun üstünü kaplayan bir dış çekirdek, onun üstünde de bir manto halinde bulunuyor. Bunların üstünde de dış kabuk halinde toprak tabakası bulunuyor. İç çekirdek ve dış çekirdek,  birbiri ile ters yönde dönüyorlar. Tıpkı bir motordaki veya dinamodaki gibi ters yönde hareket ediyorlar. Bu dönüşlerden tabii olarak bir elektrik doğuyor. Bu elektrik, dünyanın Güney kutbundan çıkıp bir küre gibi dünyamızı kuşattıktan sonra kuzey kutbundan tekrar dünyaya giriyor. Bu hususu, dünyamızı içlerine alan ve iç içe geçmiş çok geniş cam kavanozlar halinde düşünelim. Bu elektrik dünyanın çevresindeki manyetik tabaka sebebiyle bir manyetik alan oluşturuyor. İşte bu çok büyük cam kavanozlar, bu manyetik alanlardır. Öyle ise dünyamız, tabiri caizse iç içe geçmiş manyetik kavanozların içindedir. Bu manyetik kavanozlar, dünyamızı ve atmosferimizi dış tehlikelerden koruyorlar. Koruyucu bu dış kavanozların oluşumu, yüce Allah’ın  “OL” emri ile teşekkül ediyorlar. Acaba yüce Allah, neden böyle bir korumayı yapmıştır?

Çünkü… Güneşin merkezindeki sıcaklığın 20.000.000 derece olduğu tahmin ediliyor. Çevresindeki sıcaklık derecesi ise 5.500 derece olarak tahmin ediliyor. Güneşte, her saniyede, 464. 000.000 ton hidrojen, patlamalarla, 460.000.000 ton helyuma dönüşüyor. Bu patlamalar, füzyonlar şeklinde büyük bir ısı ve enerji meydana getiriyorlar. Elektrik yüklü elektron ve protonlar, aynı zamanda bir rüzgâr ortaya çıkarıyorlar. Bu rüzgârlara, güneş rüzgârları deniliyor. Bu rüzgârlar, saniyede 1.500 klm. hızla fezaya yayılıyorlar. Bu yayılma çevresinde dünyamız da var. Dünyanın çevresindeki manyetik alan ve bu elektrik rüzgârları karşılaşınca dünyanın çevresindeki manyetik alan ortaya çıkan elektriklenme sebebiyle gelen güneş rüzgârlarını itiyor ve onları kendi dairelerinin dışında bir yöne sevk ediyor.

Böylece 5.500 derece bir sıcaklıkla dünyamıza gelmekte olan güneş rüzgârları, önce atmosferimize sonra dünyamıza ulaşmadan plazma içinde bir başka yere gidiyorlar. Dünyamızı çevreleyen manyetik alan, sözü edilen güneş rüzgârlarını itince bu rüzgârlarla manyetik alan arasında yüzlerce kilometrelik boş bir alan ortaya çıkıyor. Belirtilen sıcaklık, atmosfere ve dünyamıza ulaşmadan başka yerlere gidiyor. 

İşte, atmosferimiz ve dünyamız, üzerlerine gelen yüksek derecedeki güneş rüzgârlarının tesirinden böylece korunmuş oluyorlar. Kur’an-ı Kerim, bunu, Enbiya suresi 21. ayette şöyle belirtiyor: “Göğü de korunmuş bir çatı durumunda yarattık.”  Aynı sekilde, Fussilet suresi, 12. Ayette de, “En yakın göğü kandillerle süsledik ve onu koruduk. İşte bu, mutlak güç sahibi ve hakkıyla bilen Allah'ın takdiridir.” buyruluyor.

Yüce Yaratıcı, insanlar keşfetmeden önce gerçeği kullarına bildiriyor. İşte sözü edilen cam kavanoz şeklindeki manyetik kuşaklarla atmosferimizi ve dünyamızı koruyan Yaratıcı, bunları bir çatıya benzetiyor.

Bu manyetik alanlardan güneş ışınlarının insanlara yararlı olanları, bitkiler için lüzumlu olanları süzülerek geçiyorlar ve bize ulaşıyorlar. Bize ulaşanların sıcaklığı 5.500 derece değil, 50-60 veya 70 derecede olanlardır. Bu suretle, dünyamız ve bizler korunmuş oluyoruz.

Diğer taraftan, vücudumuzdaki yani kanın içinde bulunan demir molekülleri oksijeni ciğerlerden alıp hücrelere taşıyorlar ve bu suretle onların hayatiyetlerin devam ettiriyorlar. Demir molekülleri olmasa oksijen hücrelere taşınamayacak ve insan hayatı sona erecektir.

Buradan anlaşılıyor ki, demir olmasa koruyucu manyetik kuşaklar olmayacak, oksijen hücrelere taşınamayacak ve dünya hayatı için gerekli olan güneş ışınları bize ulaşamayacak karbona bağlı hayat olmayacaktır. Bu öneme binaen Kur’an-ı Kerim, demirden söz ediyor ve insanları uyarıyor: Bu âlemleri düzenli bir şekilde var eden bir Yaratıcı vardır.”

Prof. Dr. Hayrani Altıntaş’a katılımlarından dolayı İLESAM yönetim kurulu üyelerinden Prof. Dr. Nurullah Çetin tarafından bir Teşekkür Belgesi takdim edildi.

Görüntünün olası içeriği: 2 kişi, ayakta duran insanlar ve takım elbise

Bayram Yelen’in sunumuyla devam eden  “Şiir Dinletisi” birbirinden güzel şiirlere ev sahipliği yaptı.

Görüntünün olası içeriği: 1 kişi

Programa katılan isimler arasında Ali Kemal Parıldar, Cahit Karaç, Halil Yazanel, Nurullah Çetin, Tülin Hatun Şenel, Merih Baran, Orhan Vergili, Bayram Yelen, İbrahim Yaman, Musa Ay, Mahir Ünat, Durak Turan Düz, Hüseyin Ünlü, Sibel Unur Özdemir, Fahrettin Alişar, Emine Alişar, Ozan Sevdai, Necati Çakırca, Muharrem Kırdök, Celal Oğan, Salih Kozan, Kemal Arslan, Kaya Doğan, Doğan Günaydın, Fevzi Gökalp, Ali Haydar Karahacıoğlu, Tuncer Ulusoy, Prof. Dr. Mehmet Tekin, Ömer Ünal ve Erdal Ercin vardı.

Şiir, Malazgirt Destanı, Fatih, Yavuz, Veysel, Yunus, kar, hayal, Hz. Mevlana, son yolculuk, polis, Misak-ı Milli, sevda, torun sevgisi, memleket temalarını içeren şiirler, şairlerinin sesinde can bulurken Âşık Sevdai de o güzelim şiirlere sazı ile eşlik etti.

Güzel bir Cumartesi etkinliği daha gönüllerdeki yerini aldı.

İLESAM Şiir Dinletilerimize şiire, sanata ve kültüre gönül veren herkesi- üyemiz olsun veya olmasın-bekliyoruz. Unutmayın!

Haber Metni Ve Fotoğraflar: Sibel Unur Özdemir

TÜRKİYE İLİM ve EDEBİYAT ESERİ SAHİPLERİ MESLEK BİRLİĞİ

İLESAM GENEL MERKEZİ

Adres

:

İzmir 1.Cad. No: 33/16  Aydın Apartmanı, Kat:4  Kızılay / ANKARA

Tel

:

0 312 419 49 38

Faks

:

0 312 419 49 39

Web

:

www.ilesam.org.tr

E-Posta

:

ilesam@ilesam.org.tr

 Okunma Sayısı : 1622         10 Nisan 2017

Yorumlar

Yorum Yap

Adınız Soyadınız

Girilecek rakam : 550732

Lütfen yukarıdaki rakamları yazınız.