İLESAM CUMARTESİ SOHBETLERİ ve ŞİİR DİNLETİSİ ( 6 MAYIS 2017) "Çıldırlı Âşık Şenlik" "Çıldırlı Âşık Şenlik" Edebiyatın, sanatın, kültürün, aktüel konuların buluşma noktası olan İLESAM Genel Merkezi’nde 6 Mayıs 2017 tarihinde yeni bir etkinlik daha gerçekleştirildi. Program, İLESAM Genel Başkanı Mehmet Nuri Parmaksız’ın yaptığı açılış konuşmasıyla başladı. Mehmet Nuri Parmaksız, İLESAM ile Azerbaycan Milli Kütüphanesi arasında işbirliği anlaşması imzalandığını, Azerbaycan Milli İlimler Akademisi Folklor Enstitüsü ile imzalanacak olan işbirliği anlaşmasının yakın bir tarihte gerçekleştirileceğini, Azerbaycan Yazıcılar Birliği tarafından şahsına takdim edilen Bahtiyar Vahapzade Türk Dünyası Hizmet Ödülü’nden duyduğu memnuniyeti belirterek rahmetli İLESAM üyesi Bahtiyar Vahapzade’nin oğlu Azer Vahapzade'nin de orada bulunmasının kendisi için büyük bir mutluluk olduğunu söyledi. Parmaksız, 15 000 adet kitabın Azerbaycan’a gönderilerek oradaki kütüphanelere hediye edileceğini, kataloglar oluşturulacağını, Milli İlimler Akademisi Folklor Enstitüsü ile karşılıklı olarak sempozyumlar, paneller düzenleneceğini, Azerbaycan’ın en büyük gazetelerinden biriyle de anlaşma yapılacağını ve sesimizin oranın basınında da yankılanacağını, İLESAM üyelerinin eserlerinin tanıtımlarının yapılacağını belirtti. İLESAM Genel Başkanı Mehmet Nuri Parmaksız “Yedi bölgede edebiyat atölyeleri açacağız. Gençlerimizi (19-24 yaş) edebiyat dünyasına kazandırmak için bu atölyelerde dersler vereceğiz. Eğitimler sonunda edebiyat atölyelerinin bulunduğu her ilden bir eseri kitaplaştıracağız. Bu kitaplara tanıtım toplantıları düzenleyeceğiz. Gençlerimizi teşvik etmek için onları da buraya getireceğiz.” sözleriyle yeni bir projenin daha hayata geçirileceği müjdesini verdi. Meslek Birliğinin otuz yıllık bir geçmişi olduğunun altını çizen Parmaksız “Telif hakları ile ilgili olarak açılan davaların veri tabanını oluşturacağız. İnsanlar bundan faydalansın istiyoruz. Hâkimlerin ellerinde çok fazla dosya var. Bazen emsal teşkil edecek dosyalar gerekebiliyor. Oluşturacağımız veri tabanı ile sonuca daha çabuk ulaşılacak, davalar ivedi bir şekilde sonuçlanabilecek.” dedi. Parmaksız, Âşıklığın bağlılık ve sevgiden geldiğini söyleyerek konuşmasını yapmak üzere Âşık Selahattin Dündar’ı kürsüye davet etti. İLESAM Haysiyet Kurulu Başkanı Hanifi Işık’ın kısa konuşmasının ardından Âşık Selahattin Dündar’ın "Çıldırlı Âşık Şenlik" temalı sunumu ile devam edenprograma Âşık Paşa Susanoğlu da katıldı. Önce geleneğe uygun olarak, Âşık Selahattin Dündar konuklara göğsüne aldığı Koşa Sazı’yla doğaçlama olarak “Hoş Geldiniz” dedi. Misafir sanatçı olarak bulunan Âşık Paşa Susanoğlu da Âşık Selahattin Dündar’a yalnız bırakmadı ve atışma şeklinde ikişer bent olmak üzere birlikte hoş geldin dediler. Âşık Selahattin Dündar, sazını omzundan indirmedi ve şöyle devam etti: “Çıldırlı Âşık Şenlik, bulunduğu meclislerde hoş geldin dedikten sonra, aşıklama divani türü bir deyiş okurdu. Aşıklama Divani deyişlerin 14-15-16 heceli ayaklı uyaklı şiir anlamına geldiğini söyleyen Âşık Selahattin Dündar, “Mereke Divani” dediği türden ve Çıldırlı Âşık Şenlik tarafından da kullanılan bir makamla aşağıdaki deyişi göğsündeki Koşa Sazı’yla çalıp okudu. Ancak; çalıp söylemeye başlamadan önce, Çıldırlı Âşık Şenlik babanın 104 âşık makamı kullandığını, bu makamları kendisinin de sağlam olarak bildiğini çünkü Karslı Âşık İslam’ın yeğeni olduğunu, Âşık İslam’ın da Çıldırlı Âşık Şenlik babanın oğlu Âşık Kasım’ın çırağı olduğu söyledi ve Koşa Sazı’nın tellerine dokunarak şöyle dedi: DÜŞMÜŞEM GAM DERYASINA Düşmüşem gam deryasına ummanda yüzen menem Rüyada sema âlemi devredip gezen menem Pünhanda aldım dersimi âşikar olmaz sırrım Çetin söze cevap verip şiirler düzen menem Dertli gönlüm eşka gelse türlü gevher saçaram Muhannetten hile sezsem ta uzaktan kaçaram Kelâmı gadim içinde herfi herfden seçerem Ehli merfet hoş sanaat mücevher lisan menem Ne lazım ki arzulayıp meni deyip gelesen Milleti âlem içinde imtahana salasan Deseler ki SEFİL ŞENLİK sen bir azim galasan Rütbem arşa direk olsa yer ile yeksan menem… “Çıldırlı Âşık Şenlik Ardahan’a bağlı Çıldır ilçemizin Suhara, şimdiki adıyla Âşık Şenlik köyünde 1853 yılının yaz başı aylarında dünyaya gelmiş 1913 yılında son İrevan yolculuğundan dönerken yolda vefat etmiş, cansız bedeni köyüne getirilmiş ve Suhara köyüne defnedilmiştir. Çıldır Suhara Köyü’nün şimdiki adı Âşık Şenlik köyüdür. Âşık Şenlik’in kişilik özellikleri hakkında şu bilgiler ön plana çıktı. Doksan üç harbi olarak bilinen 1877/1878 Osmanlı-Rus savaşı sıralarında, düşman askerlerinin silahı kendisine doğrulttuğu zamanda bile “CAN SAĞ İKEN YURT VERMEYİZ DÜŞMANA” diye haykırarak, meşhur bilindik 7 (yedi) bentlik “Doksan üç koçaklamasını” yazmıştır. DOKSAN ÜÇ KOÇAKLAMASI Ehli İslam olan işitsin bilsin Can sağ iken yurt vermeyiz düşmana İsterse uruset ne varsa gelsin Can Sağ iken Yurt vermeyiz düşmana **** ŞENLİK ne durursuz atlara binin Sıyra kılıç düşman üstüne dönün Artacaktır şanı bu A’Osmanın Can sağ iken yurt vermeyiz düşmana Çıldırlı Âşık Şenlik yiğit yürekli olduğu kadar da namertlere eyvallah demeyecek kadar dik duruşlu bir kişiliğe sahiptir. “Allah Kerimdir” redifli deyişinde şöyle diyor: Namertlerin kanadıyla uçmam Allah kerimdir Coşkun suya körpü olsa geçmem Allah kerimdir Teklif etse yiye bilmem namertlerin nanını Suyu ab-ı Kevser olsa içmem Allah Kerimdir *** ŞENLİK diyer bir zamanlar çok sürdüm zevk-i sefa Ol Hüda’nın emri böyle koy çekim cevr-i cefa Bizi yaradan Allah’dır Hak Muhammed Mustafa Emrineki muntazıram şaşmam Allah Kerimdir. Çıldırlı Âşık Şenlik birleştiricidir. Alevi/Sünni ayrımı yapmadan her türlü değere saygı göstermiş ve her mezhebin simgesi olan kişilere övgüler dolusu şiirler yazmıştır. Yine Türk/Kürt kardeşliğinin simgesi anlamında Çıldırlı Âşık Şenlik babaya ait ve tamamının 4 bent olduğunu söylediği yarısı Türkçe, yarısı Kürtçe olan şiirin bir kıtasını okudu. Sallana sallana düjvede hatte Aşkın ataşından dilemin kette Dedim geleceğim çima na hatte Yabancın değilem gur-halletteme *** Yarı Türkçe ve yarı Kürtçe olan Çıldırlı Âşık Şenlik babaya ait bu şiirin Türk/Kürt kardeşliğine en güzel örnek teşkil ettiğini vurgulayan Âşık Selahattin Dündar, misafiri olan Âşık Paşa Susanoğlu’nu sahneye davet etti. Âşık Paşa Susanoğlu, Âşık İlhami Demir’in kendisinin de Âşık Şenlik geleneğinden geldiğini söyledi. Bu anlamda Âşık Şenlik babaya ait bir deyişi, onunla kan kardeşi olan Sümmani havasında çalıp söylemek istediğini dile getirerek, omuzundaki sazının tellerine dokunmaya başladı ve şöyle dedi: Aldanma cihana olma divana Fani dünya bir insana kalmadı Sedr-i iskendere Rüstem-i Zal’a Ali gibi aç aslana kalmadı Bu dünyada adaleti korurdu Deryada balıktan baçın alırdı Bütün kuşlar divanına gelirdi Koca Sultan Süleymana kalmadı SEFİL ŞENLİK düşüp bir ah-u zara İtibar eyleme servete mala Süzeller bedenden çekeller dara Fani dünya cismi cana kalmadı. Çıldırlı Âşık Şenlik babanın asıl adının Hasan olduğunu, Şenlik mahlasını kullandığını, Türkçe-Arapça-Farsça’yı çok iyi bildiğini, Kürtçe’yi ve Rusça’yı orta derecede bildiğini, vatan ve bayrak sevdalısı olduğunu, sazı ve sözünün güçlü olduğunu ifade etti. Çıldırlı Âşık Şenlik babanın Halk Edebiyatı şiir türünün her çeşidinden örnekler verdiğini, bu örneklerin: semai, koşma, divani (14-15-16 hece), murabba, muhammes, sicilleme, düz tecnis, cığalı tecnis vb. olduğunu ifade etti. Çıldırlı Âşık Şenlik döneminde Âşıkların saz çalıp, şiir söylemesi yetmiyordu. Kesinlikle Hikâye tasnifi de yapmaları gerekiyordu. Yani kendilerinin hayal güçlerini kullanarak, hikâye düzmeleri gerekirdi. Bu anlamda Çıldırlı Âşık Şenlik üçü türkülü, bir tanesi türküsüz dört tane hikâye tasnif etmiştir. Bunlar: Letif Şah (türkülü), Sevdakâr (türkülü), Salman bey (türkülü), Cihan Şah (türküsüz). Çıldırlı Âşık Şenlik babanın 30 civarında çırağı vardır. Bunlardan ikisi Bala Memmet ile. Kardeşi Âşık Ali’dir. Şenlik Âşık rakipleri tarafından zehirlenerek öldürülmüştür. Bu hazin sonun öyküsü şöyledir: 1913 yılında İrevan Han’ı oğluna Gence Hanı’nın kızını alıyor ve düğün kurmak istiyor. Bu düğüne, o zamanlar Halk Ozanlığı ve Âşıklık geleneğinin zirvesi olması nedeniyle en iyi Âşıkların çağrılması isteniyor. Yapılacak olan seçme ise; Âşıkların Kendine ait bir hikâye ile yarışmaya katılmaları gerekiyor. Şenlik baba gitmiyor. Fakat çırakları Bala Memmet ve kardeşi Ali bu yarışmaya katılıyorlar. Âşık Şenlik babanın bir hikâyesini kendilerinin diye anlatıyorlar ve birinci geliyorlar. Bu yarışmaya itirazlar oluyor, bu hikâyenin bu kişilere ait olmadığını Han’a bildiriyorlar. Oğlan babası İrevan Hanı tarafından çıraklar, hikâyenin gerçek sahibini getirmeleri emrediliyor. Kelle söz konusu olunca, Bala Memmet ve Ali, gidip ustalarına yalvararak ikna ediyorlar. Çıldırlı Âşık Şenlik baba çaresiz bu düğüne gidiyor. Üç gün, üç gece bütün âşıkları atışmada ve deyişmede yenen Âşık Şenlik, rakipleri tarafından vadeli şerbet zehri ile zehirliyorlar. Âşık Şenlik baba, İrevan’dan dönerken köyüne gelemeden yolda ölüyor. Cansız bedeni köyüne getiriliyor ve Çıldır Suhara köyüne defnediliyor. Kars’ta da heykeli bulunan Çıldırlı Âşık Şenlik babanın mezarı adının verildiği Âşık Şenlik, eski adıyla Suhara köyündedir. “Badeli fakat eğitimli bir Âşık olan Çıldırlı Âşık Şenlik babanın saz ustası Havetli Âşık Hasta Hasan’ın çırağı Âşık Nuri’dir.” cümlesinden sonra Âşık Selahattin Dündar, göğsündeki Koşa Sazı’nın nağmeleri arasında Âşık Şenlik babanın son nefesinde söylediği deyişini okudu. İster ihtiyar ol ister nevcivan Bu dünyada baki kalan öğünsün Meraksız kedersiz gamsız her zaman Her zaman şad olup gülen öğünsün Müddet ki Hazreti Adem’den beri Okunmaz defteri bilinmez sırrı Bu dünyadan göçtü nice bin biri Geriye dönüp de gelen öğünsün SEFİL ŞENLİK der ki bu dünya fani İskender Ürüstem Süleyman hani Ecel pazarında kurtaran canı Azrailden möhlet alan öğünsün… Âşık Selahattin Dündar, misafir Halk Ozanı arkadaşı Âşık Paşa Susanoğlu’nu sahneye çağırdı ve birlikte, atışma şeklinde sazlarıyla, programın bittiğini bildirip, konuklara “Hoşça kalın hoşça kalın” dediler. Alkışlar arasında bir programın daha sonuna gelinmiş oldu. Âşık Selahattin Dündar’a ve Âşık Paşa Susanoğlu’a katılımlarından dolayı İLESAM Haysiyet Kurulu Başkanı Hanifi Işık tarafından birer Teşekkür Belgesi takdim edildi. Hanifi Işık’ın sunumuyla devam eden “Şiir Dinletisi” birbirinden güzel şiirlere ev sahipliği yaptı. Gözler, anne, ağlamak, Türklük, ayrılık, aşk, sevda, özlem, murat almak ve ömür temalı şiirler güne güzellik kattı. Bekir Yeğnidemir, Bekir Aksoy, Günay Şimşek, Ahmet Mortaş, Ali Kemal Parıldar, Mahir Ünat, Mehmet Kotan, Bayram Yelen, Zehra Asuman, Orhan Vergili, Halil Yazanel, Musa Ay, Cemaynur Özdilek, Mahmudi, Öznur Özdilek, İhsan Hökelekli, Halil Aytekin, Durak Turan Düz, Sibel Unur Özdemir, Rauf Bekiroğlu, Tülin Hatun Şenel, Paşa Susanoğlu, Erdoğan Pamuk, Aslan Öztürkler, Seyfettin Çoban, Hüseyin Ünlü, Orhan Yeniaras, Ali Aktürk, Hanlar Koca, Hayriye Çitoğlu, Güngör Ersoy, Fuat Yekgin, Hasan Altunzincir, Mustafa Keleş, Artunç Varat, Sevinç Doğancan Güven, A. Taha Özaydın, Ertuğrul Yılmaz Saim Yaylagül, Murat Duman, Tuncer Ulusoy etkinliğe katılan isimler arasındaydılar. Güzel bir Cumartesi etkinliği daha katılımcıların yüreklerindeki yerini aldı. İLESAM Şiir Dinletilerimize şiire, sanata ve kültüre gönül veren herkesi- üyemiz olsun veya olmasın-bekliyoruz. Unutmayın! NOT: Sayın Selahattin Dündar’a (Âşık Dündar) konuşma notlarını bizlerle paylaştığı için teşekkür ediyoruz. Haber Metni: Sibel Unur Özdemir Fotoğraflar: Sibel Unur Özdemir & Orhan Vergili TÜRKİYE İLİM ve EDEBİYAT ESERİ SAHİPLERİ MESLEK BİRLİĞİ İLESAM GENEL MERKEZİ Adres : İzmir 1.Cad. No: 33/16 Aydın Apartmanı, Kat:4 Kızılay / ANKARA Tel : 0 312 419 49 38 Faks : 0 312 419 49 39 Web : www.ilesam.org.tr E-Posta : ilesam@ilesam.org.tr
İLESAM CUMARTESİ SOHBETLERİ ve ŞİİR DİNLETİSİ
( 6 MAYIS 2017)
"Çıldırlı Âşık Şenlik"
Edebiyatın, sanatın, kültürün, aktüel konuların buluşma noktası olan İLESAM Genel Merkezi’nde 6 Mayıs 2017 tarihinde yeni bir etkinlik daha gerçekleştirildi.
Program, İLESAM Genel Başkanı Mehmet Nuri Parmaksız’ın yaptığı açılış konuşmasıyla başladı.
Mehmet Nuri Parmaksız, İLESAM ile Azerbaycan Milli Kütüphanesi arasında işbirliği anlaşması imzalandığını, Azerbaycan Milli İlimler Akademisi Folklor Enstitüsü ile imzalanacak olan işbirliği anlaşmasının yakın bir tarihte gerçekleştirileceğini, Azerbaycan Yazıcılar Birliği tarafından şahsına takdim edilen Bahtiyar Vahapzade Türk Dünyası Hizmet Ödülü’nden duyduğu memnuniyeti belirterek rahmetli İLESAM üyesi Bahtiyar Vahapzade’nin oğlu Azer Vahapzade'nin de orada bulunmasının kendisi için büyük bir mutluluk olduğunu söyledi.
Parmaksız, 15 000 adet kitabın Azerbaycan’a gönderilerek oradaki kütüphanelere hediye edileceğini, kataloglar oluşturulacağını, Milli İlimler Akademisi Folklor Enstitüsü ile karşılıklı olarak sempozyumlar, paneller düzenleneceğini, Azerbaycan’ın en büyük gazetelerinden biriyle de anlaşma yapılacağını ve sesimizin oranın basınında da yankılanacağını, İLESAM üyelerinin eserlerinin tanıtımlarının yapılacağını belirtti.
İLESAM Genel Başkanı Mehmet Nuri Parmaksız “Yedi bölgede edebiyat atölyeleri açacağız. Gençlerimizi (19-24 yaş) edebiyat dünyasına kazandırmak için bu atölyelerde dersler vereceğiz. Eğitimler sonunda edebiyat atölyelerinin bulunduğu her ilden bir eseri kitaplaştıracağız. Bu kitaplara tanıtım toplantıları düzenleyeceğiz. Gençlerimizi teşvik etmek için onları da buraya getireceğiz.” sözleriyle yeni bir projenin daha hayata geçirileceği müjdesini verdi.
Meslek Birliğinin otuz yıllık bir geçmişi olduğunun altını çizen Parmaksız “Telif hakları ile ilgili olarak açılan davaların veri tabanını oluşturacağız. İnsanlar bundan faydalansın istiyoruz. Hâkimlerin ellerinde çok fazla dosya var. Bazen emsal teşkil edecek dosyalar gerekebiliyor. Oluşturacağımız veri tabanı ile sonuca daha çabuk ulaşılacak, davalar ivedi bir şekilde sonuçlanabilecek.” dedi.
Parmaksız, Âşıklığın bağlılık ve sevgiden geldiğini söyleyerek konuşmasını yapmak üzere Âşık Selahattin Dündar’ı kürsüye davet etti.
İLESAM Haysiyet Kurulu Başkanı Hanifi Işık’ın kısa konuşmasının ardından Âşık Selahattin Dündar’ın "Çıldırlı Âşık Şenlik" temalı sunumu ile devam edenprograma Âşık Paşa Susanoğlu da katıldı.
Önce geleneğe uygun olarak, Âşık Selahattin Dündar konuklara göğsüne aldığı Koşa Sazı’yla doğaçlama olarak “Hoş Geldiniz” dedi. Misafir sanatçı olarak bulunan Âşık Paşa Susanoğlu da Âşık Selahattin Dündar’a yalnız bırakmadı ve atışma şeklinde ikişer bent olmak üzere birlikte hoş geldin dediler.
Âşık Selahattin Dündar, sazını omzundan indirmedi ve şöyle devam etti: “Çıldırlı Âşık Şenlik, bulunduğu meclislerde hoş geldin dedikten sonra, aşıklama divani türü bir deyiş okurdu.
Aşıklama Divani deyişlerin 14-15-16 heceli ayaklı uyaklı şiir anlamına geldiğini söyleyen Âşık Selahattin Dündar, “Mereke Divani” dediği türden ve Çıldırlı Âşık Şenlik tarafından da kullanılan bir makamla aşağıdaki deyişi göğsündeki Koşa Sazı’yla çalıp okudu.
Ancak; çalıp söylemeye başlamadan önce, Çıldırlı Âşık Şenlik babanın 104 âşık makamı kullandığını, bu makamları kendisinin de sağlam olarak bildiğini çünkü Karslı Âşık İslam’ın yeğeni olduğunu, Âşık İslam’ın da Çıldırlı Âşık Şenlik babanın oğlu Âşık Kasım’ın çırağı olduğu söyledi ve Koşa Sazı’nın tellerine dokunarak şöyle dedi:
DÜŞMÜŞEM GAM DERYASINA
Düşmüşem gam deryasına ummanda yüzen menem
Rüyada sema âlemi devredip gezen menem
Pünhanda aldım dersimi âşikar olmaz sırrım
Çetin söze cevap verip şiirler düzen menem
Dertli gönlüm eşka gelse türlü gevher saçaram
Muhannetten hile sezsem ta uzaktan kaçaram
Kelâmı gadim içinde herfi herfden seçerem
Ehli merfet hoş sanaat mücevher lisan menem
Ne lazım ki arzulayıp meni deyip gelesen
Milleti âlem içinde imtahana salasan
Deseler ki SEFİL ŞENLİK sen bir azim galasan
Rütbem arşa direk olsa yer ile yeksan menem…
“Çıldırlı Âşık Şenlik Ardahan’a bağlı Çıldır ilçemizin Suhara, şimdiki adıyla Âşık Şenlik köyünde 1853 yılının yaz başı aylarında dünyaya gelmiş 1913 yılında son İrevan yolculuğundan dönerken yolda vefat etmiş, cansız bedeni köyüne getirilmiş ve Suhara köyüne defnedilmiştir. Çıldır Suhara Köyü’nün şimdiki adı Âşık Şenlik köyüdür.
Âşık Şenlik’in kişilik özellikleri hakkında şu bilgiler ön plana çıktı. Doksan üç harbi olarak bilinen 1877/1878 Osmanlı-Rus savaşı sıralarında, düşman askerlerinin silahı kendisine doğrulttuğu zamanda bile “CAN SAĞ İKEN YURT VERMEYİZ DÜŞMANA” diye haykırarak, meşhur bilindik 7 (yedi) bentlik “Doksan üç koçaklamasını” yazmıştır.
DOKSAN ÜÇ KOÇAKLAMASI
Ehli İslam olan işitsin bilsin
Can sağ iken yurt vermeyiz düşmana
İsterse uruset ne varsa gelsin
Can Sağ iken Yurt vermeyiz düşmana
****
ŞENLİK ne durursuz atlara binin
Sıyra kılıç düşman üstüne dönün
Artacaktır şanı bu A’Osmanın
Çıldırlı Âşık Şenlik yiğit yürekli olduğu kadar da namertlere eyvallah demeyecek kadar dik duruşlu bir kişiliğe sahiptir. “Allah Kerimdir” redifli deyişinde şöyle diyor:
Namertlerin kanadıyla uçmam Allah kerimdir
Coşkun suya körpü olsa geçmem Allah kerimdir
Teklif etse yiye bilmem namertlerin nanını
Suyu ab-ı Kevser olsa içmem Allah Kerimdir
***
ŞENLİK diyer bir zamanlar çok sürdüm zevk-i sefa
Ol Hüda’nın emri böyle koy çekim cevr-i cefa
Bizi yaradan Allah’dır Hak Muhammed Mustafa
Emrineki muntazıram şaşmam Allah Kerimdir.
Çıldırlı Âşık Şenlik birleştiricidir. Alevi/Sünni ayrımı yapmadan her türlü değere saygı göstermiş ve her mezhebin simgesi olan kişilere övgüler dolusu şiirler yazmıştır. Yine Türk/Kürt kardeşliğinin simgesi anlamında Çıldırlı Âşık Şenlik babaya ait ve tamamının 4 bent olduğunu söylediği yarısı Türkçe, yarısı Kürtçe olan şiirin bir kıtasını okudu.
Sallana sallana düjvede hatte
Aşkın ataşından dilemin kette
Dedim geleceğim çima na hatte
Yabancın değilem gur-halletteme
Yarı Türkçe ve yarı Kürtçe olan Çıldırlı Âşık Şenlik babaya ait bu şiirin Türk/Kürt kardeşliğine en güzel örnek teşkil ettiğini vurgulayan Âşık Selahattin Dündar, misafiri olan Âşık Paşa Susanoğlu’nu sahneye davet etti.
Âşık Paşa Susanoğlu, Âşık İlhami Demir’in kendisinin de Âşık Şenlik geleneğinden geldiğini söyledi. Bu anlamda Âşık Şenlik babaya ait bir deyişi, onunla kan kardeşi olan Sümmani havasında çalıp söylemek istediğini dile getirerek, omuzundaki sazının tellerine dokunmaya başladı ve şöyle dedi:
Aldanma cihana olma divana
Fani dünya bir insana kalmadı
Sedr-i iskendere Rüstem-i Zal’a
Ali gibi aç aslana kalmadı
Bu dünyada adaleti korurdu
Deryada balıktan baçın alırdı
Bütün kuşlar divanına gelirdi
Koca Sultan Süleymana kalmadı
SEFİL ŞENLİK düşüp bir ah-u zara
İtibar eyleme servete mala
Süzeller bedenden çekeller dara
Fani dünya cismi cana kalmadı.
Çıldırlı Âşık Şenlik babanın asıl adının Hasan olduğunu, Şenlik mahlasını kullandığını, Türkçe-Arapça-Farsça’yı çok iyi bildiğini, Kürtçe’yi ve Rusça’yı orta derecede bildiğini, vatan ve bayrak sevdalısı olduğunu, sazı ve sözünün güçlü olduğunu ifade etti.
Çıldırlı Âşık Şenlik babanın Halk Edebiyatı şiir türünün her çeşidinden örnekler verdiğini, bu örneklerin: semai, koşma, divani (14-15-16 hece), murabba, muhammes, sicilleme, düz tecnis, cığalı tecnis vb. olduğunu ifade etti.
Çıldırlı Âşık Şenlik döneminde Âşıkların saz çalıp, şiir söylemesi yetmiyordu. Kesinlikle Hikâye tasnifi de yapmaları gerekiyordu. Yani kendilerinin hayal güçlerini kullanarak, hikâye düzmeleri gerekirdi. Bu anlamda Çıldırlı Âşık Şenlik üçü türkülü, bir tanesi türküsüz dört tane hikâye tasnif etmiştir. Bunlar: Letif Şah (türkülü), Sevdakâr (türkülü), Salman bey (türkülü), Cihan Şah (türküsüz).
Çıldırlı Âşık Şenlik babanın 30 civarında çırağı vardır. Bunlardan ikisi Bala Memmet ile. Kardeşi Âşık Ali’dir.
Şenlik Âşık rakipleri tarafından zehirlenerek öldürülmüştür. Bu hazin sonun öyküsü şöyledir:
1913 yılında İrevan Han’ı oğluna Gence Hanı’nın kızını alıyor ve düğün kurmak istiyor. Bu düğüne, o zamanlar Halk Ozanlığı ve Âşıklık geleneğinin zirvesi olması nedeniyle en iyi Âşıkların çağrılması isteniyor. Yapılacak olan seçme ise; Âşıkların Kendine ait bir hikâye ile yarışmaya katılmaları gerekiyor. Şenlik baba gitmiyor. Fakat çırakları Bala Memmet ve kardeşi Ali bu yarışmaya katılıyorlar. Âşık Şenlik babanın bir hikâyesini kendilerinin diye anlatıyorlar ve birinci geliyorlar. Bu yarışmaya itirazlar oluyor, bu hikâyenin bu kişilere ait olmadığını Han’a bildiriyorlar. Oğlan babası İrevan Hanı tarafından çıraklar, hikâyenin gerçek sahibini getirmeleri emrediliyor. Kelle söz konusu olunca, Bala Memmet ve Ali, gidip ustalarına yalvararak ikna ediyorlar. Çıldırlı Âşık Şenlik baba çaresiz bu düğüne gidiyor. Üç gün, üç gece bütün âşıkları atışmada ve deyişmede yenen Âşık Şenlik, rakipleri tarafından vadeli şerbet zehri ile zehirliyorlar. Âşık Şenlik baba, İrevan’dan dönerken köyüne gelemeden yolda ölüyor. Cansız bedeni köyüne getiriliyor ve Çıldır Suhara köyüne defnediliyor. Kars’ta da heykeli bulunan Çıldırlı Âşık Şenlik babanın mezarı adının verildiği Âşık Şenlik, eski adıyla Suhara köyündedir.
“Badeli fakat eğitimli bir Âşık olan Çıldırlı Âşık Şenlik babanın saz ustası Havetli Âşık Hasta Hasan’ın çırağı Âşık Nuri’dir.” cümlesinden sonra Âşık Selahattin Dündar, göğsündeki Koşa Sazı’nın nağmeleri arasında Âşık Şenlik babanın son nefesinde söylediği deyişini okudu.
İster ihtiyar ol ister nevcivan
Bu dünyada baki kalan öğünsün
Meraksız kedersiz gamsız her zaman
Her zaman şad olup gülen öğünsün
Müddet ki Hazreti Adem’den beri
Okunmaz defteri bilinmez sırrı
Bu dünyadan göçtü nice bin biri
Geriye dönüp de gelen öğünsün
SEFİL ŞENLİK der ki bu dünya fani
İskender Ürüstem Süleyman hani
Ecel pazarında kurtaran canı
Azrailden möhlet alan öğünsün…
Âşık Selahattin Dündar, misafir Halk Ozanı arkadaşı Âşık Paşa Susanoğlu’nu sahneye çağırdı ve birlikte, atışma şeklinde sazlarıyla, programın bittiğini bildirip, konuklara “Hoşça kalın hoşça kalın” dediler. Alkışlar arasında bir programın daha sonuna gelinmiş oldu.
Âşık Selahattin Dündar’a ve Âşık Paşa Susanoğlu’a katılımlarından dolayı İLESAM Haysiyet Kurulu Başkanı Hanifi Işık tarafından birer Teşekkür Belgesi takdim edildi.
Hanifi Işık’ın sunumuyla devam eden “Şiir Dinletisi” birbirinden güzel şiirlere ev sahipliği yaptı.
Gözler, anne, ağlamak, Türklük, ayrılık, aşk, sevda, özlem, murat almak ve ömür temalı şiirler güne güzellik kattı.
Bekir Yeğnidemir, Bekir Aksoy, Günay Şimşek, Ahmet Mortaş, Ali Kemal Parıldar, Mahir Ünat, Mehmet Kotan, Bayram Yelen, Zehra Asuman, Orhan Vergili, Halil Yazanel, Musa Ay, Cemaynur Özdilek, Mahmudi, Öznur Özdilek, İhsan Hökelekli, Halil Aytekin, Durak Turan Düz, Sibel Unur Özdemir, Rauf Bekiroğlu, Tülin Hatun Şenel, Paşa Susanoğlu, Erdoğan Pamuk, Aslan Öztürkler, Seyfettin Çoban, Hüseyin Ünlü, Orhan Yeniaras, Ali Aktürk, Hanlar Koca, Hayriye Çitoğlu, Güngör Ersoy, Fuat Yekgin, Hasan Altunzincir, Mustafa Keleş, Artunç Varat, Sevinç Doğancan Güven, A. Taha Özaydın, Ertuğrul Yılmaz Saim Yaylagül, Murat Duman, Tuncer Ulusoy etkinliğe katılan isimler arasındaydılar.
Güzel bir Cumartesi etkinliği daha katılımcıların yüreklerindeki yerini aldı.
İLESAM Şiir Dinletilerimize şiire, sanata ve kültüre gönül veren herkesi- üyemiz olsun veya olmasın-bekliyoruz. Unutmayın!
NOT: Sayın Selahattin Dündar’a (Âşık Dündar) konuşma notlarını bizlerle paylaştığı için teşekkür ediyoruz.
Haber Metni: Sibel Unur Özdemir
Fotoğraflar: Sibel Unur Özdemir & Orhan Vergili
TÜRKİYE İLİM ve EDEBİYAT ESERİ SAHİPLERİ MESLEK BİRLİĞİ
İLESAM GENEL MERKEZİ
Adres
:
İzmir 1.Cad. No: 33/16 Aydın Apartmanı, Kat:4 Kızılay / ANKARA
Tel
0 312 419 49 38
Faks
0 312 419 49 39
Web
www.ilesam.org.tr
E-Posta
Adınız Soyadınız
Girilecek rakam : 124769
Lütfen yukarıdaki rakamları yazınız.