"Kadın Şairlerimiz" - İLESAM CUMARTESİ SOHBETLERİ ve ŞİİR DİNLETİSİ ( 3 Şubat 2018 )

 / ETKİNLİKLERİMİZ


İLESAM CUMARTESİ SOHBETLERİ ve ŞİİR DİNLETİSİ 

(3 Şubat 2018) 

"Kadın Şairlerimiz"


 

"Kadın Şairlerimiz"

Edebiyatın, sanatın, kültürün ve aktüel konuların konuşulduğu, şiirlerin okunduğu etkinliklerine devam eden Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliğinin Cumartesi toplantılarından biri daha 3 Şubat 2018 tarihinde İLESAM Kültür Evinde gerçekleştirildi.

İLESAM Genel Başkanı Mehmet Nuri Parmaksız'ın yaptığı açılış konuşmasıyla başlayan program, Doç. Dr. Ayfer Yılmaz'ın "Kadın Şairlerimiz" konusunu anlatması ile devam etti.

Görüntünün olası içeriği: 2 kişi, ayakta duran insanlar

 Sayın Doç. Dr. Ayfer Yılmaz'a konuşma metnini bizlerle paylaştığı için teşekkür ediyor ve metni sizlere aktarıyoruz.

Görüntünün olası içeriği: 2 kişi
 

KADIN ŞAİRLERİMİZ 

Kadın şairlerin edebiyat dünyasındaki yerine bakmadan önce kadın toplumda ne kadar var olabildiğine bakmakta fayda var. Atatürk, “Hanımlarımız, hatta erkeklerimizden daha münevver olmalıdır. Eğer milletin hakiki anası olmak istiyorlarsa” demektedir. Burada Fikret’in bilinen bir sözünü hatırlatalım: Elbet sefil olursa kadın, alçalır beşer.”[1].

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan sonra yapılan devrimler arasında en önemlilerinden biri kuşkusuz, kadının toplum içindeki yerini düzenlemeye yönelik çıkarılan yasalardır. Türk kadını toplum hayatı içinde birey olarak var olma hakkını bu dönemde kazanmıştır. Bilindiği gibi kadınlara seçme ve seçilme hakkı Fransa ve İtalya’da 1946 yılında, İsviçre’de ise 1971’de gündeme gelmiştir. Oysa Türkiye Cumhuriyeti’nde kadınlara belediye seçimlerinde seçme ve seçilme hakkı 1930’da, 1933’te çıkarılan Köy Kanunu sayesinde muhtar seçme ve köy heyetine seçilme hakkı 1933’te, 1934’te ise, milletvekili seçme ve seçilme hakkı tanınmıştır[2].

Kadın şairler konusunda özetle şu tespitler yapılabilir:

  1. Osmanlı dönemindeki kadın şairler, Anadolu’daki hemcinslerine göre muhakkak ki daha şanslı olmuşlar. Özellikle kadın âşıkların, eğitim alma konusunda yaşadıkları sıkıntıları eserlerinde de yansıttıklarını görmekteyiz.  
  2. Tezkirecilik geleneği içinde kadınlara yeterince yer verilmemiş, verilse de kalıplaşmış ifadeler ya da üstü örtülü bir alay içeren ifadelere maruz bırakılmışlardır.
  1. Türk edebiyatında, Tanzimat’tan günümüze kadar varlık gösteren edebi akımlar içinde kadın yazarlar ve şairler ne yazık ki yer alamamıştır. Bunun nedeni, edebi akımların birleştiği edebi grupların aynı zamanda birer sosyal muhit olması olarak açıklanabilir. Kadınların sosyal hayat içinde varlık gösterebilmeleri de genellikle aileden gelen ayrıcalıklarla ilgilidir. Edebi topluluklar içinde yer alamamaları kadının toplum içinde varlık gösterebilmesiyle ilgilidir kuşkusuz. Cumhuriyet’in ilanından sonra ise kadının bilgi, birikim ve eserleriyle ortaya çıkabilmesinin zaman aldığını söylemek gerekir. Kadın, hem eş, hem anne olarak da sorumluluklar üstlendiğine göre, sanat onun için ancak fırsat bulundukça yapılabilen bir meşgale konumuna da gelmiş olabilir.
  1. Kimi zaman ailelerinden tepki görenler olmuştur. Eşleri tarafından desteklenmeyenler hatta şiddete maruz kalanlar yanında bazen de erkek sanatçıların kıskançlıklarına da maruz kalmışlardır.
  2.  Tanzimat döneminde Batılı manada başlayan tahkiye içinde bugün erkeklerle yarışacak durumda olmaları biraz da yeni tahkiye türünün her iki cins için de yeni deneniyor olmasıyla ve Tanzimat döneminde kadın sanatçıların toplum içinde daha fazla seslerini duyurmalarına olanak sağlanmasıyla açıklanabilir.

Sonuç olarak diyebiliriz ki, medeni milletler seviyesinde olabilmenin ölçütlerinden biri de, muhakkak kadına verilen değer ve duyulan saygı ile de anlaşılır. Bu bağlamda, kadın şairlerin seslerini daha fazla duyurabilmeleri için, öncelikle kadınlar lehine yaklaşımların yerleşmesi gerekir. Günümüzde sayıları gittikçe artan edebiyat dergilerinde kadın sanatçıların seslerini daha fazla duyurmalarına imkân tanınmalıdır. Sırf kadın sanatçılara yönelik eserlerin ele alındığı yarışmalar ve bunların medyada duyurulması da seçeneklerden biri olabilir. Ayrıca televizyon kanallarında az sayıdaki kültür-sanat programları arttırılmalı ve özellikle edebiyata ağırlık verilmelidir.

[1] www.arastiralım.com/mustafa-kemali-etkileyen sair-tevfik-fikret.html-, 26.02.2012, 19:42.

[2] Tr.wikipedia.org/wiki/Atatürk_devrimleri_açısından_Türk_kadını 

Sayın Doç. Dr. Ayfer Yılmaz'a katılımlarından dolayı İLESAM Genel Başkan Yardımcısı İlter Yeşilay tarafından bir “Teşekkür Belgesi” takdim edildi.

Görüntünün olası içeriği: 2 kişi, gülümseyen insanlar, ayakta duran insanlar

Etkinliğin ikinci yarısını oluşturan Şiir Dinletisi Şemsettin Güneş tarafından gerçekleştirildi.

Görüntünün olası içeriği: 2 kişi

Ali Kemal Parıldar, Hanifi Işık, Nedime Tatar, Binali Kılıç, Yaşar Demiroğlu, Hamza Karadağ, Orhan Vergili, Halil Yazanel, İbrahim Atasoy, Hüseyin Ünlü, Niyazi Bali, Necati Özdenkoş, Seyfettin Çoban, Sibel Unur Özdemir, İsmail Özgümüş, Ali Dönmez, Merih Baran, Fevzi Daşkın, Bahri Sönmez, Celal Ogan, Münir Atalar, Tuncer Ulusoy(Ezberi), Gülnur Kaynar Yüce, Ozan Elifce, Rıza Levayi, Aida Zeynelova, Ozan Düdâi, Burçak Karataş, Mahir Ünat, Fevzi Gökalp'da  etkinliğe katılan isimler arasındaydı.


TÜRKİYE İLİM ve EDEBİYAT ESERİ SAHİPLERİ MESLEK BİRLİĞİ

İLESAM GENEL MERKEZİ

Adres

:

İzmir 1.Cad. No: 33/16  Aydın Apartmanı, Kat:4  Kızılay / ANKARA

Tel

:

0 312 419 49 38

Faks

:

0 312 419 49 39

Web

:

www.ilesam.org.tr

E-Posta

:

ilesam@ilesam.org.tr


 Okunma Sayısı : 1400         04 Şubat 2018

Yorumlar

Yorum Yap

Adınız Soyadınız

Girilecek rakam : 336228

Lütfen yukarıdaki rakamları yazınız.