EDEBİYATIN KALBİ İLESAM KÜLTÜR EVİNDE ATTI (07 Nisan 2012) “İLESAM CUMARTESİ SOHBETLERİNDE TÜRKİYE İRAN İLİŞKİLERİNDE BATI PERSPEKTİFİ KONUŞULDU.” Şiirin, edebiyatın, sanatın ve kültürün konuşulduğu şiirlerin okunduğu İLESAM Cumartesi sohbetlerinden biri daha gerçekleşti. Bu haftaki sohbette, Türkiye İran ilişkileri Batı perspektifi açısından ele alındı. İLESAM Genel Başkanı Mehmet Nuri Parmaksız, konuşmasını yapmak üzere Yrd. Doç. Dr. Durmuş Ali Koltuk’u kürsüye davet etmeden önce 31.03.2012 tarihinde Türk Tarih Kurumu konferans salonunda gerçekleştirilen 12. Olağan Genel Kurul Toplantısında yine aynı kadroyla yola devam edecekleri haberlerinin basında, “İLESAM’da istikrar devam ediyor” manşetiyle ses getirdiğini belirterek, üyelerine bir kez daha teşekkürlerini bildirdi. Telif hakları ve korsanla mücadeleye devam edeceklerini söyleyen Parmaksız, eleştirilere ve projelere de açık olduklarını vurguladı. Yrd. Doç. Dr. Durmuş Ali Koltuk, Türkiye’nin jeopolitik konumu göz önünde bulundurulduğunda güncelliğini koruyan Türkiye-İran ilişkilerini, 1979 yılındaki devrimden başlayarak İran’daki iç karışıklıklar, Arap-İsrail savaşı, Şah Rıza Pehlevi’nin devrilişi, , Tahran Üniversitesinin kuruluşu, Şatt-ül-Arap su yolunun paylaşılması, 1975’teki Cezayir Anlaşması, İran-Irak savaşının başlaması, Şiilik yada Şia’dan kaynaklanan ulus bütünlüğü, 11 Eylül saldırılarının öncesi ve sonrası ana başlıkları altında anlattı. Koltuk, İran’ın ekonomik durumundan da bahsederek İran’ın petrol açısından ikinci büyük Dünya rezervine sahip olduğunu, buna rağmen benzininin bulunmadığını (hidrokarbon / petrol, doğalgaz ve türevleri) ve bazı zamanlar tek-çift plaka uygulaması yoluna gidildiğini, petrolden başka halı ve fıstık üretildiğini, tarıma yönelik topraklara sahip olmadığını, olan kısmında da yeterli ekim yapılamadığını belirterek İran’ın tamamen tüketim toplumu olduğunu, petrol dışında her şeyi dışarıdan aldığını söyledi. Öte yandan; Mollaların büyük vakıflara sahip olduklarını, İran halkının fitresini, zekatını bu vakıflara verdiklerini, İran’ın bünyesinde çeşitli dini grupları barındırdığını ve Şiilikten dolayı petrol gelirlerinin dağıtılmadığını bu bakımdan da refahı arttırmaya yönelik bir çabanın olmadığını ifade etti. Seviyeli ve mesafeli olan Türkiye-İran ilişkisinin rekabete dayalı bir ilişki olduğunu söyleyen Durmuş Ali Koltuk, köklü bir kültüre sahip olan İran için ‘ideolojisi ve kendi varlığı önemlidir’ dedi. Türkiye İran ilişkilerini Batı perspektifi yönüyle değerlendiren Yrd. Doç. Dr. Durmuş Ali Koltuk, konuşmasını tamamladıktan sonra katılımcılar tarafından kendisine yöneltilen soruları da cevapladı. Etkinliğin ilk yarısının sona ermesinin ardından Yönetim Kurulu Üyesi Pehlivan Uzun tarafından kendisine bir Teşekkür Belgesi takdim edildi. Etkinliğin ikinci ayağını oluşturan şiir dinletisi Orhan Vergili ve Nur Ersen’in sunumuyla devam etti. Yaşama sevinci, aşk, sevda, bilim, tarih, hürriyet, istiklâl, peygamber ve Allah sevgisi, Ceyhan ilçesi, bahar, hayat, töre, gönül, çocukluğa özlem, ölüm, yalnızlık, dost, günler, renkler temalı şiirler, şairlerin dudaklarında kuşlar gibi şakırken oldukça çetin bir kış geçiren Başkentte yavaş yavaş yüzünü gösteren bahara eşlik ettiler. Yaklaşık üç yıldır İLESAM Cumartesilerine özel nedenleri dolayısıyla katılamayan Mustafa Şen’i aralarında gören dostlarının sevinçleri yüzlerinden okunuyordu. Elbetteki duygu dolu anların yaşanması kaçınılmazdı, yaşandı da. Mustafa Şen’in yanı sıra Aysel Biçer, Rıfat Kaya, Nevzat Doğanay, Ali Kemal Parıldar, Mustafa Firengiz, Aşık Sevdai, Orhan Vergili, Nevzat Taşkıran, Gülhan Yalçınkaya, Ozan Zebuni, Suna Güven, Aşık Dudahi, Süleyman Altın, Mediha Uzar, Ali Adanır, Ertuğrul Yılmaz, Şener Çelebi, Tuncer Ulusoy, Faruk Yerli, Nur Ersen, Sibel Unur Özdemir, Murat Duman, Ramazan Kurt, Necati Aslan, Elif Kılıç, İbrahim Yaman, Salih Kozan ve İlter Yeşilay’da Cumartesi sohbetine katılarak şiir pınarı altında ıslanan isimler arasındaydı. Murat Duman beste ve güftesi kendisine ait olan bir eseri Aşık Sevdai’nin sazı eşliğinde katılımcılarla paylaşırken Mustafa Firengiz okunan şiirlerin hepsinin birbirinden güzel olduğunu ancak yorumlama konusunda tonlama ve diksiyona dikkat edilmesi gerekliliğinin altını çizerek bilhassa lirik şiirlerde buna daha dikkat edilmesi gerektiğini söyledi ve o güzel yorumu ile bir şiirini seslendirdi. Şiir pınarı sona erdiğinde yüreklerde başka alemlerin sarhoşluğu, gözlerde ayrılığın verdiği burukluk vardı ama bir daha ki cumartesi günü yine şiir sevenlerin İLESAM Kültür Evi çatısı altında buluşabileceğini bilmek güzel olandı. HABER:Sibel UNUR ÖZDEMİR FOTOĞRAFLAR ve YAYINA HAZIRLAYAN:NUR ERSEN
EDEBİYATIN KALBİ İLESAM KÜLTÜR EVİNDE ATTI
Adınız Soyadınız
E-Posta
Girilecek rakam : 271026
Lütfen yukarıdaki rakamları yazınız.