İLESAM KÜLTÜR EVİNDE  “AVRUPA BİRLİĞİ Mİ, TÜRK BİRLİĞİ Mİ?”  TEMASI İŞLENDİ (20 EKİM 2012)

İLESAM Kültür Evi, şiirin, sanatın, kültürün iç içe geçerek harmanlandığı bir  Cumartesi Sohbeti ve Şiir Dinletisine ev sahipliği yapmanın mutluluğunu daha yaşadı takvimler 20 Ekim 2012’yi gösterirken.

Açılış konuşmasını yapmak üzere kürsüye gelen İLESAM Genel Başkanı Mehmet Nuri Parmaksız, 12-14 Ekim 2012 tarihlerinde Samsun’da gerçekleştirilen ve üyelerinden on iki şairin katıldığı 3. Uluslararası Samsun Şiir Günlerinin verimli geçtiğini ve bu organizasyona İLESAM’ın damgasını vurduğunusöyleyerek son aylarda Meslek Birliğine üye olma sayısındaki artışın sevindirici olduğunu ve özellikle de kurumsal üyeliklerdeki artışın dikkat çektiğinin altını çizerek pek çok belediyenin, üniversitenin üyeleri olduğunu ve Samsun Büyükşehir Belediyesinin de yeni üyelerinden olduğunu belirtti. 

Güzide Gülpınar Taranoğlu (Toprak Ana) tarafından 1976 yılında çıkarılmaya başlayan ve 2005 yılına kadar aralıksız yayınlanan, bünyesinde isimsiz pek çok şair ve yazara yer vermesinden dolayı Türk Edebiyatında önemli bir misyon üstlenen  “Gülpınar Dergisi”nden bahseden Mehmet Nuri Parmaksız,  bu dergiyi yaşatmak için Dr. Salih Okumuş ve Sabit Bayram ile el ele vererek dergiyle aynı ismi verdikleri 362 sayfalık bir (inceleme – indeks) kitap hazırladıklarını dile getirerek bu çalışma için sadece kendisinin 1848 kişiye ulaştığını ve Gülpınar Dergisi’nin kaynak kitap olarak başvurulabilecek bir çalışma olduğunu vurgulayarak bu kitabın ücretsiz olarak dağıtılacağını sözlerine ekledi. 

Sonrasında ise söyleşi konusu olan “Avrupa Birliği mi Türk Birliği mi?” hususundaki görüşlerini aktarması için Prof. Dr. Abdullah Gündoğdu’yu kürsüye davet etti.

Prof. Dr. Abdullah Gündoğdu “ XX. yüzyılın aktif hareketlerinden biridir içinde bulunulan durum. 11 Eylül sonrası oluşan Avrupa Birliği yeni güç merkezlerine karşı bir proje olarak görünüyordu. 1990’lı 2000’li yıllarda Avrupa Birliği modeli farklı grupların, farklı beklentileri ile gündeme çıktı. Amerika ve Avrupa Birliği ile bu birliğe üye ülkelerle yürüttüğümüz ilişkilerde aklın ve çıkar ilişkilerinin geçerli olduğu diplomatik alanın son zamanlarda duygusal temelde yürütülen bir alan haline büründüğü aşikârdır. Bir ülkenin jeopolitik durumu ve tarihinin duruşu o ülkenin ilelebet uygulamak zorunda olduğu bir programa benzer. Yöneticiler, bu politikayı izlemek zorundadırlar. Günümüze baktığımızda uluslar arası ilişkiler, uluslar arası hukuk ve uluslar arası siyasetin temel sorununun soğuk savaş sonrasında ortaya çıkan tek kutuplu dünya düzeninin kalıcı olup olmayacağıdır. Avrupa Birliği müzakere süreci ve Genişletilmiş Ortadoğu Projesi, Türkiye’yi ciddi güvenlik krizine sokmuş görünmektedir. Ancak; krizler aynı zamanda fırsatları da içerir. Krizin iyi yönetilmesi riskleri fırsatlara dönüştürecektir. Peki, bu durumda Türkiye ne yapabilir?” sorusunu yönelterek “Din eksenli bir siyasi açıdan bakarak birliği sağlayabileceğimizi düşünürsek yanılırız. Bundan birlik yaratılamaz. İslam, birleştirici bir değer ama bunun üzerinden birlik yaratmak mümkün değil.Dil, tarih, coğrafya yönüyle birleşmeli,  olaya düşmanlıktan çok barış yönüyle bakılmalı ve  Türk jeopolitiğine yönelmek olmalıdır izlenecek yol. Türkiye’nin Türk dünyası ile ilişkilerini, Türk jeopolitiği önceliğine göre yeniden belirlemesi ve bunu kurumsallaştırması gerekli olandır.” dedi.

Söyleşi sonrasında İbrahim Yaman “Gün gelecek insanlar Türk olarak doğmadıklarına pişman olacaklar” sözünden yola çıkarak  konu hakkındaki düşüncelerini belirtirken Parmaksız “Özet olarak; Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur.” diyerek etkinliğin ilk yarısına nokta koydu ve Prof. Dr.Abdullah Gündoğdu’ya bir teşekkür belgesi takdim etti.

Orhan Vergili’nin zarif sunumu eşliğinde devam etti etkinliğin ikinci yarısı.  Bilindiği gibi şairler ve yazarlar yaşadıkları çağa tanıklık ederler ve o anı yazarlar, düşüncelerini paylaşırlar mısralarında, hikayelerinde, romanlarında. İşte şiir dinletisinde de şairler bu gerçeğe uyarak  aşk, kış, sonbahar, mazi, doğruluk, iç hesaplaşması, insan hakları, Bodrum, tatil ve  gündelik yaşam, yoksulluk ve hayatın zorluğu, balık aklı, hurma, çalışmak, vatan temalı şiirleri paylaştılar. Bu güzel şiirlerin yanı sıra taşlama, hiciv ve gazeller de dinletiye renk kattı.

Ramazan Kurt, yakın zamanda kaybettiğimiz değerli üstatlarımızdan Rıza Akdemir, Abdurrahim Karakoç, Asım Kısbet, Burhan Uğur Alaybey’i  sevgi, hasret ve rahmetle anarak dizeleriyle Türkiye’nin dört bir tarafında dolaştığı şiirini Hakkın rahmetine yolcu ettiğimiz değerlerimize ithafen seslendirdi.

Nevzat Taşkıran ise bu güzel cumartesi etkinliğini güftesi Özdemir Kiper’e bestesi Hüseyin Soysal’a ait olan “Özlediğim Şarkısın Kulaklarımda” isimli şarkısıyla taçlandırdı.

Etkinliğin bir başka rengi ise Aşık Veysel Şatıroğlu’na ait “Güzelliğin On Par’Etmez” isimli türküsünü sazının eşliğinde tüm katılımcılarla beraber seslendiren Aşık Sevdai idi.

Şiire, sanata ve kültüre gönül veren ve İLESAM Cumartesi etkinliğine katılan isimler arasında Rıfat Kaya, Nevzat Taşkıran, Aşık Sevdai, Orhan Vergili, Suna Güven, Tuncay Ulusoy, Nur Ersen, Sibel Unur Özdemir, İbrahim Yaman, İsmet Bora Binatlı, Leyla Yurtsever, Nurettin Gür Ozanoğlu, Hatun Tülin Şener, Ahmet Sami, Yeter Bektaş, Hayriye Çitoğlu, Ahmet Şahinoğlu, Ali Lale, Merih Baran, Erhan Dikenli, Aşık Dudai, Necati Özdenkoş, Abdullah Satoğlu, Elifçe, İlter Yeşilay, Ramazan Kurt, Rıfat Çakır ve Feyzullah Seçkin  vardı.

Bir cumartesi etkinliğinin daha sonuna gelindiğinde katılımcıların yüzlerinde kocaman bir gülümseme vardı ki bu gülümseme yüreklerinden süzülüp geliyordu. Kurban Bayramı nedeniyle gelecek cumartesi İLESAM Kültür Evinde etkinlik olmayacaktı ama bir sonraki cumartesi günü şiire sevdalı yürekler buluşacaktı aynı çatı altında.

HABER:Sibel UNUR ÖZDEMİR

FOTOĞRAFLAR ve YAYINA HAZIRLAYAN:NUR ERSEN