İLESAM CUMARTESİ SÖYLEŞİLERİNDE “KAZAKİSTAN TÜRKLÜĞÜ” KONUŞULDU (1 Aralık 2012)

 / ETKİNLİKLERİMİZ

İLESAM CUMARTESİ SÖYLEŞİLERİNDE “KAZAKİSTAN TÜRKLÜĞÜ” KONUŞULDU (01 Aralık  2012)

Başkent’in yazdan kalma günlerinin birinin içinden çıkıp gelen ve sıcacık esen ikindi rüzgarı gibi yüreklere ferahlık veren bu Cumartesi günü,  edebiyatın, sanatın ve kültürün konuşulduğu, şiirlerin okunduğu etkinlik çerçevesinde tertiplenen söyleşi İLESAM Genel Merkezinde gerçekleştirildi.

Söyleşinin konuğu Din Muhammed Ametbek’ti.

İLESAM Genel Başkanı Mehmet Nuri Parmaksız tarafından gerçekleştirilen kısa açılış konuşmasının ardından kürsüye davet edilen Muhammed, birkaç hafta sonra Kazakistan’ın bağımsızlığının 21. yıl dönümünün kutlanacağını, Dünya tarihi açısından bakıldığında bu sürenin çok kısa olduğunu ancak Kazakistan’ın perspektifinden  değerlendirildiğinde bu sürenin uluslar arası aktör oluşumu ve uluslar arası toplumu tarafından tanınma çabası ile geçen dopdolu yıllar olduğunu, vurgulayarak sözlerine başladı ve konuşmasına şöyle devam etti:

“Kazakistan’ın en büyük başarısı şüphesiz devlet olmasıdır. Ondan da önemlisi, 90’lı yıllarda  en çok etnik çatışma beklenen ülke olmasına karşılık ülke içinde barış ve istikrarı sağlaması, ekonomik reformları gerçekleştirerek belli bir gelişime erişmesidir. Tabii ki burada Nursultan Nazarbayev’in çok büyük emeği vardır.

Kazakistan Cumhuriyeti, Kazak devlet geleneğinin devamıdır. Kazaklar hem soy hem de toprak bakımından kendini bugünkü Kazakistan topraklarında yaşamış bütün Türk devlet ve imparatorluklarının varisi olarak görür.

Kazakların büyük şairi Mağcan Cumaday şiirlerinde ‘bütün Türkler enşisi aldığında Karaşanırak Kazaklarda kalmamış mıydı’ diye  yazmaktadır. Bunun anlamı şudur; eski Türk geleneğine göre bir babanın oğulları büyüyüp evlendiğinde onlara ayrı otağı kurulur. Evin en küçük oğlu ise baba otağında kalır. Ve bu otağa Karaşanırak denir. Yani Mağcan Cumaday’ın demek istediği bütün Türk boyları dünyanın her tarafına gittiğinde Karaşanırakta yani baba otağında kalan Kazaklardır.

Kazakistan’ın bayrağının renginin gökyüzü mavisi olmasının nedenini Cumhurbaşkanı Nazarbayev ‘Tarihin Akışı’ isimli kitabında açıklarken Göktürklere atıfta bulunmaktadır.

 

Kazak Hanlığının kurulması göçebe Özbek boylarıyla bağlantılıdır. 1465 yılında Kerey ve Canibek hanları tarafından kurulan hanlık daha sonra Kazak Hanlığı olarak tanınmaya başladı. 17. yy.da Kazak Hanları bugünkü Kazakistan topraklarını kapsayan Orta Asya’daki en güçlü hanlara dönüştüler. Hanlıkta yaşayan halk zamanla Kazaklar olarak adlandırılmaya başladı. Aslında Kazak adı bozkırlarda yaşayan bütün Türk boylarını birleştiriyordu. Güneyde ise aynı boylardan oluşan Özbek Hanlıkları oluştu. 

 

1847’de son Kazak Hanı Kenesarı’nın vefatıyla Kazak Hanlığı son bulmuş oldu.

 

Kazakistan’ın bağımsızlığını ilk tanıyan devlet Türkiye’dir.” diyerek  konuşmasını sonlandıran Din Muhammed, katılımcıların isteği üzerine bir de şiir okudu.

 

Bu değerli söyleşinin ardından  katılımlarından dolayı Din Muhammed’e İLESAM Yönetim Kurulu Üyesi ve Kadın Komitesi Başkanı İlter Yeşilay tarafından bir Teşekkür Belgesi takdim edildi.

Söyleşinin ardından etkiliğin ikinci yarısını oluşturan şiir dinletisi ile devam etti program. Dinletinin sunucusu Orhan Vergili idi.

Şiire, sanata ve kültüre gönül veren katılımcılar aşk, yalnızlık, insanlık, hasret, öğretmen, rüya, hüzün, kredi kartı, sevmek, beklemek, avunmak, gönül kırıklığı, sevgi, bahar, mutluluk, Bozkır’ın tezenesi, Acem kızı, İnebolu gibi imgelerin içinde barındığı mısraları paylaştılar gönül dostlarıyla.Şiirler dile geldi şairlerinin sesinde ve dalga dalga yayıldı dinleyenlerinin kalbine.

 

Durkadir Karagöl, Sevinç Güven, İsmet Bora Binatlı, Sibel Unur Özdemir, Suna Güvel, Osman Öcal, Ahmet Algüner, Tülin Hatun Şener, İbrahim Yaman, Tuncay Ulusoy, Aşık Dudai, Nemci Dal, Nevzat Doğanay, İlter Yeşilay, Mahir Ünat, Yeter Bektaş, Özge Yurtsever, Nevzat Taşkıran, Necati Aslan, Orhan Vergili ve Sevinç Yurtsever etkinliğe katılan isimler arasındaydı.

Nevzat Taşkıran, “YEDİ RENK EĞLENCESİ” olarak isimlendirdikleri ve  on beş günde bir düzenledikleri programın yayın akışı içinde "bir şair, bir bestekâr, bir koro şefi" ağırladıklarını  ve sanat aşığı ve şiir tutkunlarını 2 Aralık 2012 tarihinde saat 18.00 – 23.00 arası  Fiesta Restaurant’ a (Ziya Gökalp Cad. Rumeli İş Hanı 12/3   Kızılay-ANKARA)  bekledikleri bilgisini paylaştı katılımcılarla.

Ve bu güzel Cumartesi günü de diğer etkinliklerde olduğu gibi  katılımcıların yüreklerini sıcacık ısıttı ve hatıralarının arasında ölümsüzleşti.

 

Haber Metni ve Fotoğraflar: Sibel UNUR ÖZDEMİR

 Okunma Sayısı : 3520         02 Aralık 2012

Yorumlar

Yorum Yap

Adınız Soyadınız

Girilecek rakam : 639112

Lütfen yukarıdaki rakamları yazınız.