İLESAM CUMARTESİLERİ’NDE MÜNEVVER AYAŞLI KONUŞULDU (19 Ocak 2013)

 / ETKİNLİKLERİMİZ

LESAM CUMARTESİLERİ’DE MÜNEVVER AYAŞLI KONUŞULDU (19 Ocak 2013) 

İLESAM Cumartesileri’nde 19 Ocak 2013 Cumartei günü Münevver Ayaşlı konuşuldu. Münevver Ayaşlı’yı genç akademisyen Hatice Yıldız anlattı.

 

Münevver Ayaşlı (1906-1999), Cumhuriyet devri boyunca olgunlaşan hikâye, roman, deneme, hatırat gibi alanlarda verdiği eserlerle edebiyat tarihindeki yerini almıştır.

Osmanlı’nın son döneminde Selanik’te dünyaya gelen Münevver Hanım, üst düzey bir çevrede yetişmiştir. Balkan Savaşları’nın, Birinci Dünya Savaşı’nın memlekete getirdiği yıkımları, maddi ve manevi sıkıntıları gördüğü gibi Türk milletinin ayakta kalma mücadelesine, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna da şahitlik etmiştir.

Ayaşlı’nın aldığı eğitim ve mensup olduğu kültür dairesi, edebi çizgisini de tayin edici niteliktedir. Ayrıca, sanatta iyinin ve güzelin anlatılmasından ve toplumsal faydadan yana olan Ayaşlı, yazarlığını bu esaslar üzerine kurar. Kendisini toplumun ve tarihin karşısında sorumlu gördüğünden, yazdıkları da bu çerçevenin dışına pek çıkmaz. Bundan dolayıdır ki, yazardaki mesuliyet duygusu ve toplumsal fayda arayışı, yer yer sanat kaygısının önüne geçmiştir, denebilir.

Münevver Ayaşlı’nın yazılarını besleyen kaynaklar Osmanlı medeniyeti, İstanbul, tarih ve tasavvuftur. Osmanlı medeniyetinin merkezi olup, yazarın da ömrünün büyük kısmını geçirdiği İstanbul kültürü, babası vasıtasıyla küçük yaşlarda tanıştığı tasavvufi literatür ve özellikle son dönem Türk tarihi, eserlerinin arka planını oluşturmaktadır. Yazarın kitaplarında Osmanlı ve İstanbul sevgisi daima öne çıkan unsurlardır.

Bildiklerini yazmamanın korkaklık olduğunu düşünen Ayaşlı, yazarlık hayatı boyunca kalemini çekinmeden kullanmıştır. Yazarın hatıra kitapları, bu açıdan ayrı bir önem taşır. Yetiştiği çevre itibarıyla son yüzyılın önde gelen siyaset ve edebiyat camiasını yakından tanımış olan Ayaşlı’nın hatıra kitapları, bir devri ve onun başaktörlerini, yazarının gözünden günümüze yansıtmakta, okuyucusunu renkli durakları olan bir tarih yolculuğuna çıkarmaktadır.

Münevver Hanım, hatıralarıyla olduğu kadar romanlarıyla da Türk edebiyatında adını duyurmuştur. Pertev Bey’in Üç Kızı adlı romanıyla edebiyat dünyasına giriş yapan yazar, daha sonra bu eserin devamı niteliğindeki Pertev Bey’in İki Kızı ve Pertev Bey’in Torunları adlı romanları da tefrika eder. Ayaşlı, 1976’da Pertev Bey’in Üç Kızıadıyla bu seriyi tek cilt hâlinde bastırmıştır. Onun bir diğer romanı, 1987 yılında yayımlanan Vaniköyü’nde Fazıl Paşa Yalısı’dır. Yıkılan bir devletle beraber tarihe karışan bir medeniyetin ve bu enkazın altında can çekişen ailelerin ayakta kalma mücadelesinin anlatıldığı romanlar, bir devrin panoraması gibidir. İstanbul-Ankara hattında yaşanılanların anlatıldığı romanlarda Türk edebiyatının önemli metaforlarından “konak” sembolünün kullanılması dikkat çekicidir. Gerek Pertev Bey’in Üç Kızı nehir romanında gerekse Vaniköyü’nde Fazıl Paşa Yalısı’nda “konak” Osmanlı’ya işaret eder.

Gerek hatıralarında gerek romanlarında gerekse denemelerinde kaybolan değerlerin, yitirilen bir medeniyetin izini süren yazar, bildiklerini gelecek nesillere aktarmak endişesiyle kitaplarını kaleme almıştır. Yüklendiği bu misyona uygun olarak sanatı bir amaç değil de araç kabul eden Ayaşlı, eserlerinde biçimden çok içeriğe önem vermiştir, denebilir.

Yazar, nesnellik endişesi taşımadığı eserlerinde, dünya görüşünü açıkça ortaya koymuştur. Bu çerçevede, kültürel açıdan Osmanlıcı olan Münevver Ayaşlı’nın, siyasi bakımdan İslamcı düşüncenin saflarında yer aldığı söylenebilir. Türk-İslam sentezinin Osmanlı medeniyetinde en güzel örneğine ulaştığını düşünen Ayaşlı, Türkçü-Turancı ve Batıcı görüşlere de karşı çıkmış, Osmanlı Devleti’nin yıkılışında bu fikir akımlarının da etkisi olduğunu savunmuştur. 

 

Netice olarak denebilir ki, son Osmanlılardan biri sayılan “Haminne” Münevver Ayaşlı, kendine özgü dili ve üslubuyla, gözlemci yanıyla, misyon sahibi bir yazar olmasıyla, Cumhuriyet devri Türk edebiyat tarihinin olduğu kadar, kültür ve düşünce hayatımızın da unutulmazlarındandır.  Özellikle, samimi bir anlatım taşıyan hatıra kitapları ve panoramik romanlarıyla, Türk edebiyatında haklı ve ayrıcalıklı bir yer edinen Ayaşlı, edebiyat ve düşünce tarihi araştırmacılarının daima dikkate alması gereken bir yazardır. 

 

 Okunma Sayısı : 3262         24 Ocak 2013

Yorumlar

Yorum Yap

Adınız Soyadınız

Girilecek rakam : 537747

Lütfen yukarıdaki rakamları yazınız.