İLESAM GENEL MERKEZİNDE “ORDUSUNU ARAYAN KUMANDAN: NECİP FAZIL KISAKÜREK ve BÜYÜK DOĞUSU” KONUŞULDU. (04.05.2013)

 / ETKİNLİKLERİMİZ

İLESAM GENEL MERKEZİNDEKİ KÜLTÜR, SANAT ve EDEBİYAT CUMARTESİLERİNDE BU HAFTA

“ORDUSUNU ARAYAN KUMANDAN: NECİP FAZIL KISAKÜREK ve BÜYÜK DOĞUSU” KONUŞULDU. (04.05.2013)

İLESAM Genel Merkezi tarafından düzenlenen bu cumartesi günkü söyleşi konusu “Ordusunu Arayan Kumandan: Necip Fazıl Kısakürek ve Büyük Doğusu” idi. Konuşmacı ise Lütfü Şehsuvaroğlu’ydu. 

İLESAM Genel Başkanı Mehmet Nuri Parmaksız yaptığı kısa açılış ve bilgilendirme konuşmasının ardından Lütfü Şehsuvaroğlu’nu kürsüye davet etti.

Şehsuvaroğlu konuşmasının özünde, Necip Fazıl’ın sanat, fikir ve cemiyet hayatında çıkardığı dergiler, kurduğu cemiyetler ve etkilediği siyasetler göz önüne alındığında Türk düşünce tarihi, Türk siyaset tarihi, Türk edebiyat tarihi içinde vazgeçilmez bir konuma sahip olduğunun altını çizdi.

Üstadın kurucusu, müşiri ve başyazarı olduğu Büyük Doğu’dan bahsetti. Necip Fazıl’ın sanatını maneviyatçı fikriyatının koruyucusu kılmayı başardığını, Büyük Doğu hareketiyle Anadolu’nun sesi olduğunu da ifade etti.


Necip Fazıl’ın sosyal psikolojik yaratıcılığının ne denli önemli olduğunu da sözlerine ekleyen Şehsuvaroğlu, 

“Üstad Dulkadiroğulları’ndandır. Müslümandır. Mistik şiirler yazar. Fransa’da eğitim gördüğü için Voltaire’den etkilenmiştir. İstanbul’da, Fransa’yı yaşamıştır. Sosyalist bir şairdir. Tüm şiirlerinde toplum vardır. İçindeki afakanlarıyla kendi iç dünyasını şiirlerine yansıtmıştır. Fransız edebiyatının, şiirlerinin üzerinde büyük etkisi vardır. Ama o, bir dava adamıdır. Babası hâkimdir. Sert bir mizaca sahiptir. Annesine sığınan hastalıklı bir kişiliğe sahiptir Peyami Safa gibi. 

Necip Fazıl fazla okumazdı. Bir kitap götürdüğümüzde, konusunu sorardı, anlatırdık, onu özümserdi ve bazen eleştirirdi. Bir tek Cemil Meriç’e bir şey söylemezdi. 
Kendi döneminde şiirlere başka bir çerçeve koydu. Modern mazmunlar, kavramlar taşıdı, modern bir şairdi ama geleneklerimizden yola çıkarak yazardı. Suyun ve çevrenin şiirini vurgularken bir şiirinde, bir başka şiirinde cadde, sokak, eski şehir, yeni şehri yaratmıştır.

O zaman tek bir şair edebiyat dergisi çıkarabilecek durumdaydı. Üstat, Türk basınının merkezi olan Bâb-ı Âli’nin önde gelen isimleri arasında yer almıştı. “Büyük Doğu Marşı” şiirini yazdı. Şiire verdiği “Büyük Doğu” adı, daha sonra çıkaracağı derginin adı oldu. Kısakürek, 28 Haziran 1949’da Büyük Doğu Cemiyeti’ni kurdu. Bu cemiyetin ayakları yoktu. Taşra’da onun dergilerini alan muhafazakâr bir kesim vardı. O yayınlar, günümüzde gülünecek tarzda olsa da taşra da büyük ses getirmiştir. Bu dergide eşinin de bir sayfası vardı ama üstat kendisi hazırlardı. Pek çok değişik takma isimler kullanarak yazdığı yazıları vardı.


Batı ilimleri tez, antitez, sentez yani analiz, Doğu üstünlüğü ise terkip etme kabiliyetidir. Günlük hafıza merkezi ile hiçbir yere varamayız. En farklı şeyleri aynı potada eritmek tek kimlik haline getirmektir önemli olan. Üstat o yüzden “Büyük Doğu” demiştir, içi boş bir kavram değildir.

Sanat, gönül sesidir. Mevlana “ Dünya haberdar olmakla vardır.” derken “Gelin tanış olalım, işi kolay kılalım.”der Yunus ve hiçbir şey kendisi değildir diyerek “Bir ben var bende benden içeri.” deyişiyle şifreyi verir aslında. Şiir kültürümüz var, Yunus’umuz, Fuzuli’miz var. Kültür toprağı değiştiremez. Olan mayadır, mayanın sağlam olmasıdır, bu da yekpare kimliğin adıdır. Masal dünyamızı geliştiren şiirdir. Bazı anneler masal, tekerleme bilmiyor. Bu durum vahim. Dünyayı değiştiren “kelime”dir.

Necip Fazıl 1924-1933 sürecinde şehrin kimliğini kendinde yaşatmıştır. Şehrin içindeki kahramanları estetik bir ruhla yansıtmıştır. Daha sonra popüler olan nedenden ötürü üstat şiirinde zayıflamıştır. Şair olmak için ruh ve bilgi sahibi olmak gereklidir. Basit bir dokunuş geçmişi hatırlatır.” dedikten sonra Nazım Hikmet’in bir şiirini okuyarak sözlerine son verdi Lütfü Şehsuvaroğlu.


Söyleşi akabinde konu hakkındaki görüşlerini paylaşan İLESAM Genel Başkanı Mehmet Nuri Parmaksız ise katılımlarından dolayı Lütfü Şehsuvaroğlu’na bir Teşekkür Belgesi takdim etti.


Etkinliğin ikinci bölümü Şiir Dinletisi ile sürdü. Dinletiyi Orhan Vergili yönlendirdi.

Birbirinden farklı temaları bünyesinde barındıran şiirler, şairleri tarafından yorumlandı.

Orhan Vergili, Hanifi Işık, Selçuk Küçükkalıpçı, Rifat Kaya, İsmet Bora Binatlı, Hayriye Çitoğlu, Merih Baran, Ozan Zebuni, Aşık Dudai, Suna Güvel, Sevinç Güven Doğancan, Berran Yalçın, Sibel Unur Özdemir, Niyazi Bali, Abdullah Satoğlu, Fevzi Gökalp, Necati Özdenkoş, Mediha Uzar, Mehmet Sevinç Ergün, Nurettin Gür Ozanoğlu, İbrahim Berber, Fatma Kalkan, Tuncer Ulusoy, İlter Yeşilay, Ertuğrul Yılmaz, Ozan Esnafi, İbrahim Yaman etkinliğe katılan isimler arasındaydı.


2013 Mayısının ilk Cumartesi etkinliği de işte böyle sona erdi ve gönüllerde hoş bir seda bırakarak yaşanmışlıklar arasındaki yerini aldı.

HABER METNİ ve FOTOĞRAFLAR: Sibel UNUR ÖZDEMİR 
YAYINA HAZIRLAYAN: Nur ERSEN

 Okunma Sayısı : 3706         07 Mayıs 2013

Yorumlar

Yorum Yap

Adınız Soyadınız

Girilecek rakam : 498149

Lütfen yukarıdaki rakamları yazınız.