SEZONUN SON CUMARTESİ ETKİNLİĞİNDE “HİTABET SANATI” KONUŞULDU, ŞİİRLER OKUNDU (25 Mayıs 2013)

 / ETKİNLİKLERİMİZ

SEZONUN SON CUMARTESİ ETKİNLİĞİNDE “HİTABET SANATI” KONUŞULDU, ŞİİRLER OKUNDU (25 Mayıs 2013)
 

Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği Cumartesi Sohbetleri ve Şiir Dinletisi kapsamı içerisinde Mustafa Firengiz’in konuşmacı olarak katıldığı ve “Hitabet Sanatını”anlattığı sezon finali coşkulu geçti. 


İLESAM Genel Başkanı Mehmet Nuri Parmaksız, Meslek Birliğinin faaliyetleriyle ilgili genel bilgiler verdi. Üyelerinden gelecek projelere, yeni fikirlere açık olduklarını, onlardan memnuniyetlerini ve varsa memnuniyetsizliklerini kendilerine ulaştırmalarını istedi. Simav’da, Beypazarı’nda gerçekleştirdikleri aktivitelerin başarılı geçtiğini ve ses getirdiğini önümüzdeki sene de daha önce bu etkinliklerde yer almamış üyelerinin katılımlarını sağlayacaklarını ifade etti. İLESAM’ın Cumartesi faaliyetlerinin bugün itibariyle son programının yapıldığını ancak kendilerinin tatilde de çalışmalara devam edeceklerini sözlerine ekleyerek üyelerinden gelen soruları cevapladı, önerileri dinledi.



Parmaksız’ın konuşmasını yapmak üzere kürsüye davet ettiği Gazi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Emekli Öğretim Üyesi Mustafa Firengiz “Bir topluluğa çeşitli düşünceler, duygular aşılamak amacıyla söylenen güzel, coşkulu, etkili konuşma olarak” tanımladığı hitabet sanatını kişisel, mesleki, toplumsal ve edebi yönünden ele alarak insanların bir topluluk önünde neden konuşma yapmak isteyeceklerini açıkladı.

Konuşma sırasında dil ustalığının, karşıdakilere düşünce, inanç ve fikir verme aynı zamanda da haz ve elem gibi duyguları yansıtmanın ağırlıklı olduğunu, dinleyenlerde istenilen hareketi yakalamanın önemini, boşa konuşmamak gerektiğini, öncelikle toplum karşısında neden konuşulacağının, ulaşılmak istenilen noktanın vurgulanmasının önemini dile getiren Firengiz, sözlerine şöyle devam etti:


“Bir topluluğa hitap ederken kendinizle ilgili amaçlarınız (birikimlerinizi dile getirmek, deşarj olmak) psikolojik motifler (sevilmek, tanınmak, hayranlık uyandırmak) maddi fayda temin etmek (oy toplamak, taraftar edinmek, ödüllendirilmek, kariyer elde etmek) önemli olabilir sizin için. Ancak asıl hedef arkadan gelir, kesinlikle şahsınızla ilgili olmamalıdır. 

Siz konuşurken hitap ettiğiniz topluluğu eğlendirebilir, teselli edebilir, cesaret verebilir, ümit aşılayabilir, kızdırabilir, şaşırtabilirsiniz yani hislendirir, duygularını harekete geçirebilirsiniz. Bunun yanı sıra bilgi verir, kavratır kısaca düşüncelerine dokunursunuz. Aynı zamanda da bir ürünü satın aldırtabilirsiniz, sattırabilirsiniz, grev-lokavt yaptırabilir, savaş çıkartabilir, yardım ettirebilir, onları eyleme geçirebilirsiniz. Amaç gizli veya açık olabilir. Öyle ustaca konuşursunuz ki siz net olarak ifade etmeseniz bile dinleyici ne demek istediğinizi anlar.

Konuşma konusu somut; varlık (insan, hayvan, bitki vb.) onların eylemleri üzerine (tartışma, savaş, vb.) ve soyut; duygularından (sevinç, takdir, üzüntü, tiksinti, vb.) düşüncelerinden (akademik, bilim, hukuk, ekonomi, sanat, vb.) öğelerden seçilebilir fakat unutmamak gerekir ki somut konular üzerinde konuşmak daha kolaydır. Öte yandan seçeceğiniz konuyu evrensel ve yerel olarak da ayrıştırabilirsiniz. Yerel konular pek dinleyici bulamaz belli bir kesimi ilgilendiren hususları alakadar ettiğinden ama evrensel konular (açlık, susuzluk, savaş vs.) hemen herkesin ilgisini çeker.


Topluluk karşısında etkili ve dinleten olmak isteniliyorsa fikirlerin orijinal olması, dikkat çekmesi ve bugüne kadar rastlanılmayan temalar olmasına özen gösterilmelidir. Seçilen konunun nasıl anlatılacağı (olumlu-olumsuz) oldukça önemlidir. Yani sübjektif (yanlı, taraflı) mi karma bakış açısıyla mı dinleyenin karşısına çıkılacaktır? Siz, objektif olduğunuzu düşünebilirsiniz ama yanılabilirsiniz. Unutulmamalıdır ki insanlara hitabette karma bakış açısı önemli olandır.

Bilimsel metotlara, tekniklere ihtiyaç vardır, tarih, yer gibi.Eğer bir problem varsa çözmek için konuşulmalıdır.Önce problem belirtilir. Sonra mevcut problemi ortadan kaldırma yolları, çözümleri ortaya konulur, farklı görüşlerle karşılaştırılır, alternatifler üretilir, çözüm yolu belirtilir.(Giriş, gelişme, sonuç)

Tümdengelim, bir iddiadır. Kabul ettiğiniz bir düşünce, bir görüştür.

Tümevarım, gözlenen olgulardan yola çıkarak genel yargılara ulaşmaktır. Başka bir deyişle tümevarım özelden genele giden bir akıl yürütme türüdür.

Analiz, bir bütünü parçalara ayırmak, ayrıştırmaktır.

Sentez, hem kendinizin hem de karşınızdakinin düşüncelerini ortak paydada birleştirmektir. (Tez- Antitez-Tez / Tez- Antitez-Antitez / Tez- Antitez-Sentez)

Mustafa Firengiz, Memduh Şevket Esendal, Halide Edip Adıvar, Mehmet Emin Yurdakul gibi isimlerden de örnekler vererek edebiyatımızda methiyelerde, fahriyelerde, naatlarda övgü dolu ifadelere rastlandığını söyleyerek hitap, mazi, hal, istikbal kavramlarına da değinerek konuşmasını noktaladı.

**

Etkinliğin ikinci yarısı Turan Durak Düz’ün sunuculuğunu üstlendiği “Şiir Dinletisi” ile devam etti.

Alaadin İkican, Osman Yüksel, Hanifi Işık, Suna Güvel, Aysel Biçer, İsmet Bora Binatlı, Berran Yalçın, Feyzullah Seçkin, Mehmet Biçer, Ozan Dudai, Hatun Tülin Şenel, Sevinç Doğancan Güven, Ozan Zebuni, Nur Ersen, Ozan Sevdai, Nurettin Gür Ozanoğlu, Murat Duman, İlter Yeşilay, Sibel Unur Özdemir, Mahir Ünat, Orhan Vergili, Ertuğrul Yılmaz, Yeter Bektaş, İsmail Tunç, Kemal Aslan, Fatma Kalkan da etkinliğe katılan isimlerdendi.

**

**

Dinletide köy türküleri, ulaşım, İLESAM, yarım kalmak, düşünememek, Yarabbi, ağlamak, sitem, gitmek, masal, anneanne- babaanne- dede, birlik beraberlik, aşk, özlem, sevda yolu, şaşıp aldanma, görmek, ömür, zeytinin tuzu, nefisle olan lades temalı şiirler dile geldi. 

**

**

Etkinliğe Kırklareli’nden katılan Alaaddin İkican şiirini seslendirip duygularını paylaşırken Konya’dan gelen Osman Yüksel ise Türkçe Olimpiyatlarında Moğolistan’ın “Anadolum Cennet” isimli şiiriyle yarıştığı bilgisini paylaştı dinleyenlerle.

Kemal Aslan, Prof. Dr. İsa Kayacan’a ithafen yazdığı bir şiiri seslendirerek, üzerinde o güzel şiirin de yazılı olduğu bir tabloyu kendisine iletmesi için Turan Durak Düz’e takdim etti.

**

Kadın Komisyonu Başkanı İlter Yeşilay ise “Zeytinin Tuzu Gibi” isimli şiirini okuyarak İLESAM Cumartesi etkinliklerinin ve dönemin son faaliyetinin damaklarda zeytinin tuzu gibi iz bırakmasını ve önümüzdeki dönemde de beraber olmayı arzuladığını dile getirdi. İLESAM ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın ortaklaşa düzenlediği "Her Aile Bir Şiir" programının Reyhanlı’daki hazin olaylardan ötürü 15 Mayıs 2013 günü yapılamadığını ifade eden Yeşilay, İLESAM üyesi 10 bayan şairin şiirlerini seslendireceği bu etkinliğinin 04 Haziran 2013 günü Milli Kütüphane Toplantı Salonunda gerçekleştirileceğini ve herkesin davetli olduğunu söyledi.

**

Elbette her güzelliğin bir sonu vardı. Bir Cumartesi etkinliğinin daha sonuna gelinirken İLESAM Genel Başkanı Mehmet Nuri Parmaksız etkinlikler boyunca gerek sunuculuk yaparak gerek etkinliğin haberlerini hazırlayarak çalışmalarına katkıda bulunan isimlere ve İLESAM Kültür Evine gelerek varlıkları ile sohbetlere güzellikler katan, şiirlerini paylaşan tüm üyelerine tek tek teşekkür etti.

**

Parmaksız, 31 Mayıs 2013 tarihinde saat 19.30 da Milli Kütüphane’de İLESAM’ın ilim-edebiyat alanında ülkemize, insanlığa hizmet etmiş, seçkin eserleriyle katkıda bulunmuş bilim ve edebiyat adamlarını ve kültür-sanat çalışmalarını teşvik etmek amacıyla verilen İLESAM 2012 Ödül törenine tüm üyelerini davet ederek “Mahşere Dek” isimli kitabında yer alan “Lades” isimli şiirini de seslendirdi.














Sanata, kültüre, şiire sevdalı gönüller İLESAM Kültür Evinde buluşacak birkaç ay sonra ve hiç ayrılmamış gibi yeniden tek bir yürek olacak, sevgi olacak, söz olacak, şiir olacak ve salkım salkım dökülecekler yüreklerden yüreklere coşkuyla.

Haber Metni: Sibel UNUR ÖZDEMİR
Fotoğraflar: Sibel UNUR ÖZDEMİR / Nur ERSEN

 Okunma Sayısı : 3494         28 Mayıs 2013

Yorumlar

Yorum Yap

Adınız Soyadınız

Girilecek rakam : 307659

Lütfen yukarıdaki rakamları yazınız.