İLESAM, TÜRK TARİH KURUMU SALONUNDA BULUŞTU. “EN ESKİ TÜRK DESTANLARI” (7 ŞUBAT 2015)

 / ETKİNLİKLERİMİZ

İLESAM, TÜRK TARİH KURUMU SALONUNDA BULUŞTU. 

“EN ESKİ TÜRK DESTANLARI” (7 ŞUBAT 2015)

Şiirin, edebiyatın, sanatın ve kültürün konuşulduğu, şiirlerin okunduğu program İLESAM Genel Başkanı Mehmet Nuri Parmaksız’ın yaptığı açılış konuşması ile başladı.
 

İLESAM Genel Başkanı Mehmet Nuri Parmaksız “Bir süredir Ankaralı bestekârlarla Cumartesi kahvaltılarında buluşuyor, Türk Sanat Musikisi hakkında görüşüyor, fikir alışverişinde bulunuyoruz. Bu buluşmaların Meslek Birliğimizin görev alanıyla ilgisi olmadığını, bu sebeple de neden yapıldığı bazı üyelerimiz tarafından anlaşılamamış. Kimi zaman ben ve birlikte görev yaptığım arkadaşlarım anlaşılmıyoruz. Olabilir, yapmak istediklerimiz, yaptıklarımız, emeklerimiz anlaşılmayabilir elbette; zira algı farklı bir şeydir. Aslında keşke bir parça sabır ve hoşgörü gösterilebilse üyelerimiz. Hatırlarsanız bu salonda yapılan genel seçimlerde söylemiştim; buradan bir kez daha söylemek istiyorum ki küskünlükleriyle bana sabrı öğreten herkese teşekkür ederim. Yanlış yapanlar bir gün mutlaka yanlışlarını anlayacaklardır. O zaman üzülecek, mahcup olacak olan kendileridir, ben bunun için üzülüyorum. Herkesin benden çok başarılı olması beni çok mutlu eder. 

Proje, Genel Başkan Yardımcımız İlter Hanım’ın fikriydi. Biz de destekledik. Değerli bestekârlarla buluştuk; çünkü bunun gerekliliğine inandık. Türk Sanat Müziğinin buna ihtiyacı olduğunu biliyoruz. Projeyi geliştirdiğimize göre artık açıklayabiliriz. Öncelikle burada bestekarlarımızın da katılacağı bir sempozyum düzenleyeceğiz.

Bakü’deki görüşmelerimizde verimli geçti. Bahtiyar Vahabzade’nin ‘Vetenim’adlı şiirini orijinaline dokunmadan besteleterek ilk adımı attık. Burada bir komisyon oluşturacağız ve en iyi altı şiiri seçerek oraya göndereceğiz. Onlar da orijinaline dokunmadan besteleyecekler ve bize, kendi şairlerine ait altı şiiri bizim bestekârlarımız tarafından bestelenmesi için yollayacaklar. Bu projenin ilk ayağı Azerbaycan oldu ama Kazakistan vb. yerlerde de sesimizi duyuracağız. Çünkü müzik evrensel bir dil, nağmeler ortak; vakit kültürümüzü birleştirme vakti.

Bu projenin yanı sıra yine seçilecek kitaplar oraya gönderilecek. İLESAM üyelerinin eserleri Azeri Türkçe’sine, Azerbaycan yazar ve şairlerinin eserleri Türkiye Türkçe’sine çevrilip iki ülkede yayımlanacak.

Bugün biz, ortak kültürel değerlerimize sahip çıkma noktasında attığımız kardeşliğimizi pekiştirici adımlarla siz üyelerimiz için çalışıyoruz, çalışmaya devam edeceğiz.

İLESAM Ansiklopedimiz için bilgilerini ulaştırmayan üyelerimiz var halen. En kısa zamanda bilgilerini İLESAM Genel Merkezine ulaştırmaları gerekiyor.

Öte yandan 20.02.2015- 01.03.2015 tarihleri arasında ATO Congresium’da açılacak kitap fuarında diğer senelerde olduğu gibi İLESAM da bir stand açarak ve üyelerinin imza günü düzenlemelerine vesile olacak.

Bugünkü söyleşi konumuz ‘En Eski Türk Destanlar’ı, konuşmacımız ise Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun. Ercilasun hocaların hocasıdır. Özgeçmişinin okunması onun hayatı hakkında bir fikir verebilir ancak; ya yazdıkları, yazdıklarının yanında yetiştirdiği kişiler. Yetiştirdikleri insanlardır kişiyi var eden. Gönlünüz, fikriniz, kaleminizle doğruluk ve dürüstlükten yana ve ben böylesi bir kalemin dersine girmekten dolayı çok mutluyum.”diyerek konuşmasını yapmak üzere Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun’u kürsüye davet etti.

Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun “Destanlar yaşamaya devam ediyor. İki binden fazla destan var. Fikret Türkmen ile başlattığımız bir projemiz vardı. Şu anda 50-60 kadar destan yayınlanmış durumda bu proje kapsamında.

Naciye Yıldız’ın önemli bir kitabı çıkacak yakında. 700-800 sayfalık bu kitap, destanları inceleyen önemli bir yayın olacak inşallah.

Ben, daha eski tarihlerdeki destanlar ve efsaneleriyle uğraşıyorum. Tarihle ve birbirleriyle ilişkileri üzerinde duruyorum.

Türklerin atası olduğu varsayılan Oğuz Kağan’ın hayatını anlatan Oğuz Kağan Destanı, Oğuz boyları, Türk dili, edebiyatı, folkloru, tarihi ve kültürü hakkında bilgiler vermektedir. Bu destan, Uygur harfleriyle Türkçe olarak kayda geçirilmiştir.

‘Oğuz Kağan Destanı’ isimli eser Fransa’nın Milli Kütüphanesi’nde bulunmaktadır. Fransızlar bulmuş ve oraya götürmüşlerdir.

Rıza Nur’un Oğuz Kağan Destanı’nı başka destanlardan parçalarla zenginleştirerek oluşturduğu ve ‘Oğuznâme’ adını verdiği manzum eseri yaklaşık 6100 mısradan oluşmaktadır. 1928 yılında Kahire’de yayımlanmıştırFakat onun yayın hacminde bir tenkit çıkarılmıştır. Türk Dil Kurumu’nca tercüme edilmiştir.

Reşid Rahmeti Arat tarafından günümüz Türkçesine çevrilen metin 1936’da İstanbul’da yayımlanmıştır. 1970 yılında ise Milli Eğitim Bakanlığı’nın 100 Temel Eser dizisine Muharrem Ergin’in açıklayıcı önsözü ile Uygurca metin de eklenerek tekrar yayınlanmıştır.

Alp Er Tunga Sagusu, Divân-ı Lügati’t-Türk’ün çeşitli yerlerinde örnek metin olarak verilmiştir. Alper Tonga küçük bir destandır. Dokuz dörtlük/on bir dörtlükten meydana gelen bir bölüm. Kaşgarlı Mahmut’un çalışmasında geçer.

Firdevsi’nin eski İran efsaneleri üzerine kurulu manzum destanı Şehname,  İran edebiyatının en büyük eserlerinden biri olarak kabul edilir. Şehname Farsça’dır. Hüseyin Nihal Atsız parçaları toplayarak Şehname’de bir destan ortaya koymuştur.

Türkçe olarak kayda alınan Dede Korkut hikâyeleri ki bunlar  aslında Dede Korkut boylarıdır. Boy, destanî hikâye anlamına gelmektedir.  On iki boydan oluşur. Özünde parçadır, destan değil.

Faruk Sümer’e göre 16.yy.da yazıya geçmiştir.

Ebulgazi Bahadır Han iki önemli eser yazmış; İlki Oğuzname’nin bir parçasıdır Secere-i Terâkime, ikincisi Secereyi Türk.

Yazıya geçmiş olan en eski efsaneler Çin kaynaklarındadır. 629 yılında kaydedilmiştir. Göktürk’lerin birinci döneminin son yılları.

Edindiğimiz önemli bilgiler, Çince kaynaklardan Avrupalılarca çevrilmiştir. Bizler daha yeni çeviriyoruz.

Bizim tarihimizde Bozkurt Destanı, Ergenekon Destanı diye geçer. Bunlar iki ayrı destan değil; aynı destanların farklı değişkenleri, en eski varyantlarıdır.

Tarih 14.yy.ın başı… Çinliler Türklerden duyarak yazıyor. 700 sene geçiyor aradan ve farklılaşıyor.

Ergenekon Destanı, yeniden üreme destanıdır. Sadece Göktürklerin üremesi ile değil tüm Türklerin üremesi ile ilgilidir.

Bizim soyumuz Hz. Nuh’a bağlanır. Nuh’un oğulları Yafes, Sam, Ham’dır. Nuh’un üç oğlundan üç temel ırk meydana gelmiştir. Yafes Araplar dışındaki bütün beyaz ve sarı ırk türü, Sami Beyaz ırk, Ham zencilerdir.

Nuh, Yafes’e Ceyhun’un ötesini vermiştir. Bu topraklar kurak olduğundan, yağmur yağmadığından şikâyet edince ona bir dua öğretir ve taşın üzerine yazar. Ne zaman kuraklık olsa Yafes bu duayı okuyarak yağmur yağdırır. Taşa yazılan dua İslami bir motiftir. Hastalanınca kurt sütü ve karıncayı karıştırarak hastaya içirirler. Böylece kurt da İslami motifin içine girmektedir.

Ramazan Şeşen’in İslam Coğrafyacılarına Göre Türkler ve Türk Ülkeleri isimli kitabı önemli bir kaynaktır.

1310 yılında Mısır’da Kahire yakınlarında bir şehirdeyiz. Adı tam tamına ‘Türk Devleti’ Memlük, Kölemen diye bildiğimiz devletin adı Türk Devleti.” diyerek konuyu tamamladı.

Göktürklerin köken efsanesinden, Yada taşından, Köroğlu Destanından, 1939-1940 yıllarında çıkan ‘Türklük’ dergisinden, Olcay Han’dan, Yavuz Sultan Selim’den, II. Murat’tan, Şair Hakîkî’nin şiirlerinden de bahseden Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun konuyla yakından ilgilenenlere kaynak kitaplar  önererek kendisine yöneltilen soruları da cevapladı. 

Prof. Dr.Ahmet Bican Ercilasun’a katılımlarından dolayı İLESAM Genel Başkan Yardımcısı İlter Yeşilay tarafından bir Teşekkür Belgesi sunuldu.

Etkinliğin ikinci yarısını oluşturan Şiir Dinletisi İLESAM Ankara Şube Başkanı Durak Turan Düz tarafından gerçekleştirildi.

Hak, hukuk, adalet, hasret, Anadolu, talan eylemek, hicran, gelecek korkusu, Türkiye, kilim, seksen yaş, öksüz, ömür, anne, güzel, Dede Korkut, hamsi balığı, Anadolu kadını, Mehmetçik, toprak, şehit, mevsimler, Hak, Muhammed yolu, Atatürk, Karacaoğlan, İslam, Kalubela temalı şiirler şairlerinin sesiyle hayat buldular. Sazlar çalındı, türküler söylendi.

Bu güzel Cumartesi etkinliğine katılan isimler arasında Hanifi Işık, Fevzi Gökalp, Ozan Sevdai, Sevgi Yücebaş, Arif Esrari, Bekir Yeğnidemir, Halil Yazanel, Hayriye Çitoğlu, Hatun Tülin Şener, İbrahim Yaman, Hatice Keneroğlu, Bayram Yelen, Şakir Susuz, Necati Özdenkoş, Songül Dündar, Selahattin Dündar, Nurettin Gür Ozanoğlu, Veli Zor, Orhan Vergili, Erdal Ercin, Celal Oğan, Ali Haydar, Âşık Dudai, Osman Öcal, Sadık Kılıç, Mehmet İler, Haydar Köksal, Âşık Şemsettin Güneş, Hayrettin Gültekin, Fatma Kalkan, Cahit Karaç, Ergün Veren, Ayşe Akay, Berran Yalçın, Nurullah Çetin, İlter Yeşilay, Nurgül Zirekgür ve Sibel Unur Özdemir de vardı.

Ve sohbetlerle bezeli, şiirlerle taçlandırılan bir Cumartesi güzelliğinin daha sonuna gelinmişti gün sona ermek üzereyken.

İLESAM Şiir Dinletilerimize şiire, sanata ve kültüre gönül veren herkesi- üyemiz olsun veya olmasın-bekliyoruz.Unutmayın!!!

HABER METNİ Sibel Unur Özdemir

FOTOĞRAFLAR: Sibel Unur Özdemir-Orhan Vergili

 Okunma Sayısı : 4392         11 Şubat 2015

Yorumlar

Yorum Yap

Adınız Soyadınız

Girilecek rakam : 592474

Lütfen yukarıdaki rakamları yazınız.