İLESAM CUMARTESİ SOHBETLERİ VE ŞİİR DİNLETİSİ (2 Mayıs 2015) “CENGİZ AYTMATOV: KUŞATILMIŞ BEYİN, GELENEK, YARATILIŞ ve ÇEVRE BİLİNCİ ” Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği edebiyatın, sanatın, kültürün ve aktüel konuların konuşulduğu, şiirlerin okunduğu etkinliklere yer vermeye devam ediyor. Bu haftaki Cumartesi Sohbetlerinde “Cengiz Aytmatov: Kuşatılmış Beyin, Gelenek, Yaratılış ve Çevre Bilinci” konusu Prof. Dr. Ramazan Durmaz tarafından anlatıldı. Türk Tarih Kurumu Salonunda gerçekleştirilen program İLESAM Genel Başkanı Mehmet Nuri Parmaksız’ın yaptığı açılış konuşması ile başladı. Cengiz Aytmatov’un edebi kişiliği ve eserleri hakkında söyleyecek çok şey olduğuna vurgu yapan Başkan Mehmet Nuri Parmaksız “Kitaplarda yabancı yazar adı görülünce nedense eserin daha iyi olduğu düşünülüyor. Defalarca yurt dışına çıktım. Onların dinleri farklı ama gördüm ki bizden daha doğru ve dürüstler. Cengiz Aytmatov bizim yazarımızıdır.Peyami Safa da bizim yazarımızdır. Değeri hak edene verilmelidir. Bir zamanlar Kültür Bakanlığının bir projesi vardı. Türk yazarlarının kitaplarının çevirileri yapılıyordu. Ancak bilindik yazarların eserleri İngilizce’ye çevriliyordu. Türk dünyasında dinimiz bir, kültürümüz bir.İyi ki Cengiz Aytmatov gibi bir yazarımız var ki bizleri bir arada tuttu. Özümüz bir fakat birbirimizden uzaklaşmışız. Yunus Emre, Mevlana bizim olduğu kadar onların da. Cengiz Aytmatov, aşk noktasında Cemile isimli eseri ile biliniyor ama daha da bilinmesi gerekli. İLESAM olarak Azerbaycan, Kırgızistan, Kazakistan vb. Balkan ülkeleri ile yaptığımız anlaşmalar gereği üyelerimizin kitapları da oralarda yayınlanacak. Tercüme konusu hassas ve zor bir konu. Ne yazık ki kötü çeviriler var. Bir kişi sırf iyi İngilizce biliyor diye, bir eserin çevirisini yapması istenirse o eser edebi yönden yoksun olur. Keşke ortak bir alfabemiz olsa da eserler bozulmadan okuruna ulaşabilse. Buradan bizlerin farklı konular noktasında bilgilenmesini, değerli kimliklerle buluşmasını sağlayan gelenekselleşmiş Cumartesi etkinliklerimizin ilk ayağını oluşturan aktüel, kültürel, sanatsal ve edebi içerikli söyleşilerdeki katkılarından dolayı Prof. Dr. Nurullah Çetin’e teşekkür ederim.” diyerek Prof. Dr. Ramazan Durmaz’ı kürsüye davet etti. Cengiz Aytmatov’un eserlerinde mitolojiyi yeniden sentezleyerek ele aldığını, Cemile’nin dünyanın en güzel aşk hikayesi olarak kabul edildiğini, Gün Olur Asra Bedel’in metaforik ve sembolik yanının ağır bastığı bir başyapıt olduğunu söyleyen Durmaz, Aytmatov’un diğer eserlerine (Beyaz Gemi, Deniz Kıyısında Koşan Ala Köpek, Selvi Boylum, Al Yazmalım, Yüzyüze, Zorlu Geçit, Toprak Ana, Kızıl Elma, Cengiz Han’a Küsen Bulut vb.) de değindi. KONUŞMASINI BİR SUNUM EŞLİĞİNDE GERÇEKLEŞTİREN PROF. DR. RAMAZAN DURMAZ’IN SUNUMUNDAN DERLEDİĞİMİZ BAZI ANEKDOTLARI SİZLERE AYNEN AKTARIYORUZ: “Cengiz Aytmatov 20. yüzyılda Türk dünyasının yetiştirdiği, bu vesile ile de övünç duyduğumuz bir romancıdır. Bana göre Aytmatov, hafızaları kazınmış toplumlarla, kendini efendi kabul eden toplumlar arasındaki çapımızın korkunç trajedisini anlatan bir destan ustasıdır. Bazılarına göre BİR TÜRK BİLGESİ’dir. Aytmatov 1928 yılında Talas ilinin Şeker köyünde doğar. Babasının ismi Törekul, dedesi ise demirci ustası. Üç halası bir de amcası var. Kazakistan’a giderek Combul Veterinerlik Teknik Okulunda okudu. Sonra Bişkek’e giderek Frunze Tarım Enstitüsü’nde öğrenimine devam etti. 1952’de ‘Gazeteci Dzüya’ adlı kısa öyküsüyle edebiyat dünyasına girdi. 1956-58 yılları arasında Moskova’da Gorki Edebiyat Enstitüsü’ne devam eden yazarın bu enstitüyü bitirdiğinde Sovyet edebiyatının elitlerinden biri olarak nitelendirilmeye başlayan Aytmatov, Kırgızistan Edebiyatı adlı edebiyat dergisinin yayın kurulunda hem de ünlü Pravda gazetesinin Orta-Asya sorumlusu olarak çalışmaya başladı. 1963’te ‘Bozkırlar ve Dağlardan Masallar’ adlı hikaye koleksiyonu ile Sovyetler Birliğinde oldukça prestijli olan ‘Lenin Edebiyat Ödülünü’ kazandı. Sonraki yıllarda ‘Sovyet Devlet Edebiyat Ödülü’ ve ‘Sosyal İşçi Kahramanı Madalyası’ aldı. Cengiz Aytmatov’un ‘Cengiz Han’a Küsen Bulut’ öyküsünü ‘Gün Olur Asra Bedel’ öyküsünden ayrı yayınlaması, yazarın eseri kendisinin sansürlemesi nedeniyledir. Cengiz Aytmatov; doğanın ritmine ve kurallarına karşı konulamayacağını, bunun felaketlere sebep olacağını söylemiştir. Eski Türk boylarının, umutların tükendiği yerde ilahi adalete yaptığı bir göndermenin anlayışını yansıtmaktadır. Sosyal düzenlerin, Tanrı katında ilahi bir adaleti aratmaması gerekir. Aytmatov çevre ile ilgili tedirginliğini anlatırken hayvanları konuşturmaktan geri kalmaz. Bana göre Aytmatov aynı zamanda 20.yy.da bir fable (fabl) ustasıdır.( Dişi Kurdun Rüyaları) Türk efsaneleri, bir ulusun yaradılış destanları, halk masalları Cengiz Aytmatov’un eserlerinin temel kaynağını oluşturmaktadır. Cengiz Aytmatov, çıkış noktası totaliter rejim olsa da mesajları evrensel normlar içerir. Türk dünyasının çağdaş Dede Korkut’udur. Türk dünyasının Bilge Tonyukuk’udur.” İnsani değerlerin bir günde gelişen olgular olmadığının altını çizen Prof. Dr. Ramazan Durmaz, toplumların tarihleri, dilleri, masalları, mitleri ve dinleri ile bir bütün olduğuna vurgu yaparak Cengiz Aytmatov’un da bizlere bunları anlattığını söyleyerek sözlerine son verdi. Kendisine konu ile ilgili yöneltilen soruları da cevaplayan Durmaz’a katılımlarından dolayı Prof. Dr. Nurullah Çetin tarafından bir plaket takdim edildi. Etkinliğin ikinci yarısını oluşturan Şiir Dinletisi İLESAM Ankara Şubesi Başkanı Durak Turan Düz tarafından gerçekleştirildi. Sultan Özateş, Hatice Seven Küre, Ozan Zebuni, Ozan Dudai, Aşık Dündar (Selahettin Dündar), Songül Dündar, Ozan Elifçe, Erdal Ercin, Vedat Fidanboy, Prof Dr. Gül Durmaz, Murat Duman, Durak Turan Düz, İbrahim Yaman, Orhan Vergili, Sibel Unur Özdemir, Nur Ersen, Şakir Susuz, Hayrettin Gültekin, Halil Yazanel, Sadık Kılıç, Salih Kozan, Ali Kahraman, Hilmi Teke, Mahir Ünat, Bayram Yelen, Ozan Seyfettin Çoban, Hanefi Işık, Prof. Dr. Nurullah Çetin, Cahit Karaç, Fatma Yangın Ekşioğlu etkinliğe katılan isimler arasındaydılar. Hayata dair, hayatın içinden pek çok konudaki şiirler şairlerinin sesinde hayat buldu. Sanat adına güzel paylaşımların gönüllerde taht kurduğu bir Cumartesi güzelliğinin daha sonuna gelindiğinde bu program da anılar arasındaki yerini aldı. İLESAM Şiir Dinletilerimize şiire, sanata ve kültüre gönül veren herkesi- üyemiz olsun veya olmasın-bekliyoruz.Unutmayın!!! HABER METNİ :Sibel Unur Özdemir FOTOĞRAFLAR: Nur ERSEN www.ilesam.org.tr
İLESAM CUMARTESİ SOHBETLERİ VE ŞİİR DİNLETİSİ
(2 Mayıs 2015)
“CENGİZ AYTMATOV: KUŞATILMIŞ BEYİN, GELENEK, YARATILIŞ ve ÇEVRE BİLİNCİ ”
Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği edebiyatın, sanatın, kültürün ve aktüel konuların konuşulduğu, şiirlerin okunduğu etkinliklere yer vermeye devam ediyor.
Bu haftaki Cumartesi Sohbetlerinde “Cengiz Aytmatov: Kuşatılmış Beyin, Gelenek, Yaratılış ve Çevre Bilinci” konusu Prof. Dr. Ramazan Durmaz tarafından anlatıldı.
Türk Tarih Kurumu Salonunda gerçekleştirilen program İLESAM Genel Başkanı Mehmet Nuri Parmaksız’ın yaptığı açılış konuşması ile başladı.
Cengiz Aytmatov’un edebi kişiliği ve eserleri hakkında söyleyecek çok şey olduğuna vurgu yapan Başkan Mehmet Nuri Parmaksız “Kitaplarda yabancı yazar adı görülünce nedense eserin daha iyi olduğu düşünülüyor. Defalarca yurt dışına çıktım. Onların dinleri farklı ama gördüm ki bizden daha doğru ve dürüstler. Cengiz Aytmatov bizim yazarımızıdır.Peyami Safa da bizim yazarımızdır. Değeri hak edene verilmelidir. Bir zamanlar Kültür Bakanlığının bir projesi vardı. Türk yazarlarının kitaplarının çevirileri yapılıyordu. Ancak bilindik yazarların eserleri İngilizce’ye çevriliyordu. Türk dünyasında dinimiz bir, kültürümüz bir.İyi ki Cengiz Aytmatov gibi bir yazarımız var ki bizleri bir arada tuttu. Özümüz bir fakat birbirimizden uzaklaşmışız. Yunus Emre, Mevlana bizim olduğu kadar onların da. Cengiz Aytmatov, aşk noktasında Cemile isimli eseri ile biliniyor ama daha da bilinmesi gerekli.
İLESAM olarak Azerbaycan, Kırgızistan, Kazakistan vb. Balkan ülkeleri ile yaptığımız anlaşmalar gereği üyelerimizin kitapları da oralarda yayınlanacak. Tercüme konusu hassas ve zor bir konu. Ne yazık ki kötü çeviriler var. Bir kişi sırf iyi İngilizce biliyor diye, bir eserin çevirisini yapması istenirse o eser edebi yönden yoksun olur. Keşke ortak bir alfabemiz olsa da eserler bozulmadan okuruna ulaşabilse.
Buradan bizlerin farklı konular noktasında bilgilenmesini, değerli kimliklerle buluşmasını sağlayan gelenekselleşmiş Cumartesi etkinliklerimizin ilk ayağını oluşturan aktüel, kültürel, sanatsal ve edebi içerikli söyleşilerdeki katkılarından dolayı Prof. Dr. Nurullah Çetin’e teşekkür ederim.” diyerek Prof. Dr. Ramazan Durmaz’ı kürsüye davet etti.
Cengiz Aytmatov’un eserlerinde mitolojiyi yeniden sentezleyerek ele aldığını, Cemile’nin dünyanın en güzel aşk hikayesi olarak kabul edildiğini, Gün Olur Asra Bedel’in metaforik ve sembolik yanının ağır bastığı bir başyapıt olduğunu söyleyen Durmaz, Aytmatov’un diğer eserlerine (Beyaz Gemi, Deniz Kıyısında Koşan Ala Köpek, Selvi Boylum, Al Yazmalım, Yüzyüze, Zorlu Geçit, Toprak Ana, Kızıl Elma, Cengiz Han’a Küsen Bulut vb.) de değindi.
KONUŞMASINI BİR SUNUM EŞLİĞİNDE GERÇEKLEŞTİREN PROF. DR. RAMAZAN DURMAZ’IN SUNUMUNDAN DERLEDİĞİMİZ BAZI ANEKDOTLARI SİZLERE AYNEN AKTARIYORUZ:
“Cengiz Aytmatov 20. yüzyılda Türk dünyasının yetiştirdiği, bu vesile ile de övünç duyduğumuz bir romancıdır. Bana göre Aytmatov, hafızaları kazınmış toplumlarla, kendini efendi kabul eden toplumlar arasındaki çapımızın korkunç trajedisini anlatan bir destan ustasıdır. Bazılarına göre BİR TÜRK BİLGESİ’dir.
Aytmatov 1928 yılında Talas ilinin Şeker köyünde doğar. Babasının ismi Törekul, dedesi ise demirci ustası. Üç halası bir de amcası var.
Kazakistan’a giderek Combul Veterinerlik Teknik Okulunda okudu. Sonra Bişkek’e giderek Frunze Tarım Enstitüsü’nde öğrenimine devam etti. 1952’de ‘Gazeteci Dzüya’ adlı kısa öyküsüyle edebiyat dünyasına girdi.
1956-58 yılları arasında Moskova’da Gorki Edebiyat Enstitüsü’ne devam eden yazarın bu enstitüyü bitirdiğinde Sovyet edebiyatının elitlerinden biri olarak nitelendirilmeye başlayan Aytmatov, Kırgızistan Edebiyatı adlı edebiyat dergisinin yayın kurulunda hem de ünlü Pravda gazetesinin Orta-Asya sorumlusu olarak çalışmaya başladı. 1963’te ‘Bozkırlar ve Dağlardan Masallar’ adlı hikaye koleksiyonu ile Sovyetler Birliğinde oldukça prestijli olan ‘Lenin Edebiyat Ödülünü’ kazandı.
Sonraki yıllarda ‘Sovyet Devlet Edebiyat Ödülü’ ve ‘Sosyal İşçi Kahramanı Madalyası’ aldı.
Cengiz Aytmatov’un ‘Cengiz Han’a Küsen Bulut’ öyküsünü ‘Gün Olur Asra Bedel’ öyküsünden ayrı yayınlaması, yazarın eseri kendisinin sansürlemesi nedeniyledir.
Cengiz Aytmatov; doğanın ritmine ve kurallarına karşı konulamayacağını, bunun felaketlere sebep olacağını söylemiştir.
Eski Türk boylarının, umutların tükendiği yerde ilahi adalete yaptığı bir göndermenin anlayışını yansıtmaktadır.
Sosyal düzenlerin, Tanrı katında ilahi bir adaleti aratmaması gerekir.
Aytmatov çevre ile ilgili tedirginliğini anlatırken hayvanları konuşturmaktan geri kalmaz. Bana göre Aytmatov aynı zamanda 20.yy.da bir fable (fabl) ustasıdır.( Dişi Kurdun Rüyaları)
Türk efsaneleri, bir ulusun yaradılış destanları, halk masalları Cengiz Aytmatov’un eserlerinin temel kaynağını oluşturmaktadır.
Cengiz Aytmatov, çıkış noktası totaliter rejim olsa da mesajları evrensel normlar içerir. Türk dünyasının çağdaş Dede Korkut’udur. Türk dünyasının Bilge Tonyukuk’udur.”
İnsani değerlerin bir günde gelişen olgular olmadığının altını çizen Prof. Dr. Ramazan Durmaz, toplumların tarihleri, dilleri, masalları, mitleri ve dinleri ile bir bütün olduğuna vurgu yaparak Cengiz Aytmatov’un da bizlere bunları anlattığını söyleyerek sözlerine son verdi.
Kendisine konu ile ilgili yöneltilen soruları da cevaplayan Durmaz’a katılımlarından dolayı Prof. Dr. Nurullah Çetin tarafından bir plaket takdim edildi.
Etkinliğin ikinci yarısını oluşturan Şiir Dinletisi İLESAM Ankara Şubesi Başkanı Durak Turan Düz tarafından gerçekleştirildi.
Sultan Özateş, Hatice Seven Küre, Ozan Zebuni, Ozan Dudai, Aşık Dündar (Selahettin Dündar), Songül Dündar, Ozan Elifçe, Erdal Ercin, Vedat Fidanboy, Prof Dr. Gül Durmaz, Murat Duman, Durak Turan Düz, İbrahim Yaman, Orhan Vergili, Sibel Unur Özdemir, Nur Ersen, Şakir Susuz, Hayrettin Gültekin, Halil Yazanel, Sadık Kılıç, Salih Kozan, Ali Kahraman, Hilmi Teke, Mahir Ünat, Bayram Yelen, Ozan Seyfettin Çoban, Hanefi Işık, Prof. Dr. Nurullah Çetin, Cahit Karaç, Fatma Yangın Ekşioğlu etkinliğe katılan isimler arasındaydılar.
Hayata dair, hayatın içinden pek çok konudaki şiirler şairlerinin sesinde hayat buldu.
Sanat adına güzel paylaşımların gönüllerde taht kurduğu bir Cumartesi güzelliğinin daha sonuna gelindiğinde bu program da anılar arasındaki yerini aldı.
İLESAM Şiir Dinletilerimize şiire, sanata ve kültüre gönül veren herkesi- üyemiz olsun veya olmasın-bekliyoruz.Unutmayın!!!
HABER METNİ :Sibel Unur Özdemir
FOTOĞRAFLAR: Nur ERSEN
www.ilesam.org.tr
Adınız Soyadınız
E-Posta
Girilecek rakam : 328770
Lütfen yukarıdaki rakamları yazınız.