İLESAM CUMARTESİ SOHBETLERİ VE ŞİİR DİNLETİSİ (16 Mayıs 2015) “TÜRK BİRLİĞİ” Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği edebiyatın, sanatın, kültürün ve aktüel konuların konuşulduğu, şiirlerin okunduğu etkinliklere yer vermeye devam ediyor. Bu haftaki Cumartesi Sohbetlerinde “Türk Birliği” konusu Köksal Özenç tarafından anlatıldı. İLESAM Genel Merkezinde gerçekleştirilen program İLESAM Genel Başkanı Mehmet Nuri Parmaksız’ın yaptığı açılış konuşması ile başladı. İLESAM Genel Başkanı Mehmet Nuri Parmaksız “Devlet yönetilirken kurulan bir cümle yüz yıl sonrayı etkileyecektir. Söylenmeden önce onu görmek gerekir. Tarih boyutunda dünya ve milli tarihin tekerrür etmesini istemiyorsak geçmişten geleceğe uzanan yolda önlem almalıyız. Medya pek çok şeyi yanlış aksettirebiliyor. Bazı kişilerin yönlendirmesiyle de kişiler yanlışlar yapabiliyorlar. İki ayrı devlet bir noktada buluşabilir. Türk Birliği olur mu? Bana göre olur. Ayrıntıları bizlere Köksal Bey anlatacak.” diyerek konuşmasını yapmak üzere Köksal Özenç’i kürsüye davet etti. Köksal Özenç, Avrupa Birliği projesinin, halkımız tarafından desteklenen bir proje olmasına rağmen içeriğinin çok dikkatli okunmasının ve anlaşılmasının önem arz ettiğini, milli bilinç ve milli ruhun ehemmiyetini, töre, örf ve adetlerimizi unutmamamız gerektiğini, kültürümüze, dilimize, vb. değerlerimize sahip çıkmamızın gerekliliğini dillendirerek; dilin kaderinin, halkın kaderi olduğuna vurgu yaptı ve çözüme ulaşmak için çocuklarımızı bu bilinçle yetiştirmemiz gerektiğini söyledi. SAYIN KÖKSAL ÖZENÇ’İN GERÇEKLEŞTİRDİĞİ SÖYLEŞİ İLE İLGİLİ OLARAK BİZLERLE PAYLAŞTIĞI METNİ AYNEN AKTARIYOR VE KENDİSİNE TEŞEKKÜR EDİYORUZ: “Ülkemizin AB’ye adaylık süreci 1964 tarihli Ankara Anlaşması’nın imzalanmasıyla başlamıştır. 24 Mart 2001 tarih ve 24352 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanmış bulunan Ulusal Program’da şu ifadeye yer verilmiştir: Atatürk’ün önderliğinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti, benimsemiş olduğu değerler sistemi temelinde çok kısa bir zaman dilimi içinde toplumsal yaşamın her alanında gerçekleştirdiği devrimlerle, Türk Milletini ilk kez ortak coğrafyayı ve tarihi paylaştığı Avrupa ailesiyle aynı değerler sisteminde buluşturmuştur. Cumhuriyetin kurulmasıyla birlikte hukuk ve sosyal düzenini Batı normlarına göre kuran Türkiye, 1946 yılında çok partili siyasi hayata geçmiş, başta basın özgürlüğü ve sendikal haklarda olmak üzere, açık ve katılımcı bir toplum düzeni yolunda çok önemli mesafeler kaydetmiştir. Birey ve bireysel özgürlükler, Türkiye’nin temel referansları olmuştur. Türkiye’nin demokratik gelişimi ve hukuk düzeni, dinamik bir evrim sürecine girmiştir. AB mevzuat uyumu çerçevesinde Ülkemizde bazı kanunlarda değişiklik yapılmıştır. Örneğin 10.01.1961 tarih ve 10703 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanmış olan 211 sayılı TSK İç Hizmet Kanunu’nun 35. Maddesi 6496 sayılı yasanın 18. Maddesi gereğince “Silahlı Kuvvetlerin vazifesi; yurt dışından gelecek tehdit ve tehlikelere karşı Türk vatanını savunmak, caydırıcılık sağlayacak şekilde askerî gücün muhafazasını ve güçlendirilmesini sağlamak, Türkiye Büyük Millet Meclisi kararıyla yurt dışında verilen görevleri yapmak ve uluslararası barışın sağlanmasına yardımcı olmaktır.” şeklinde değiştirilmiştir. Diğer taraftan Fransa Planlama Teşkilatı Başkanı Jean Monnet’in geliştirdiği fikri, Fransa Dışişleri Bakanı Robert Schuman 9 Mayıs 1950’de açıkladı. Planın özünde, Avrupa’da düzenin korunması, Almanya’nın sınırlanmasıyla değil, Almanya’yı Avrupa içinde asimile etmekle mümkündür tezi vardı. Bu tez çerçevesinde AB günümüze kadar geçirdiği gelişme neticesinde 28 üyeli bir yapıya kavuşmuştur. Bu önemli gelişmelerden bir tanesi de Avrupa vatandaşlığı kavramının gündeme getirilmesidir. 7.2.1992’de imzalanan Maastricht Anlaşması ile getirilen bu kavram Amsterdam Anlaşması ile daha da geliştirilmiştir. Avrupa vatandaşlarına tanınan haklardan bazıları şunlardır: Üye ülkelerde yerel seçimlere katılma ve bunlarda oy kullanabilme hakkı, AB üyesi olmayan bir ülkedeyken, kendi ülkesinin büyükelçilik ya da konsolosluğu yoksa herhangi bir üye ülkeninkine sığınabilme hakkı, Kötü yönetimi Avrupa Parlamentosu’na ya da Ombudsman’a şikayet edebilme, Avrupa Parlamentosu, Avrupa Konseyi ve Avrupa Komisyonu belgelerine ulaşabilme hakkı, Ayrıca AB, Avrupa şirketi, ortak ehliyet ve kimlik cüzdanı, acil yardım numaralarını birleştirme, teknik standartlarda birleşme, pasaportlarda tek bir standardizasyonu sağlama, lise, lisans ve yüksek lisans gibi eğitim programlarını 28 AB üyesi ülkede aynı seviyeye getirme gibi çok sayıda oldukça önemli çalışmalar yürütülmektedir. Bu itibarla, AB yaptığı tüm bu çalışmalarla sanki tek bir devletmiş gibi hareket etmeye çaba göstermektedir. Bu çerçevede de gerekli teknik, hukuki, sosyal ve kültürel konularda oldukça önemli sayıda kanun, yönetmelik, tüzük ve genelge olmak üzere bir dizi düzenlemeler yayınlamaktadır. Buradan hareketle Ülkemizin de diğer Türk devletleri ile olan ilişkilerinde daha efektif ve atılımcı olunmasında fayda mütalaa edilmektedir.” Konuşmasını bir sunu eşliğinde aktaran Köksal Özenç, kendisine konu ile ilgili yöneltilen soruları da cevapladı. Özenç’e katılımlarından dolayı Prof. Dr. Nurullah Çetin tarafından bir Teşekkür Belgesi takdim edildi. Etkinliğin ikinci yarısını oluşturan Şiir Dinletisi Orhan Vergili tarafından gerçekleştirildi. Merih Baran, Tülin Hatun Şenel, Suna Güvel, Ali Haydaroğlu, Prof. Dr. Nurullah Çetin, Gülhan Yalçınkaya, Sema Yücebaş, Vedat Fidanboy, Elifçe, Mehmet İleri, Sevinç Dogancan Güven, Seyfettin Çoban, Mustafa Usta, Şakir Susuz, Muzaffer Karslı, Nur Ersen, Mahir Ünat, Sibel Unur Özdemir, Aşık Dudai, Ozan Bayrami, Sadık Kılıç, Hanlar Koca, Nurettin Gür Ozanoğlu, Yılmaz Erdoğan, Fevzi Gökalp, Bekir Yeğnidemir, Necati Aslan, Şükrü Anat, İlter Yeşilay ve Halil Yazanel etkinliğe katılan isimler arasındaydı. Atatürk, Avrupa Birliği, Hz. Muhammed, Hz.Ali, çiftçi, hak, hukuk, adalet, oğla öğüt, ömür, Türk, türkü, anne, kiraz temalı şiirler, şairlerinin sesinde hayat buldu. Sevinç Doğancan Güven güftesi ve bestesi kendisine ait hicazkar makamındaki “Dönmem, Dönemem Geçmişe” isimli eserini seslendirirken, Sadık Kılıç da güftesi Mahir Ünat’a, bestesi kendisine ait olan “Ay gülüm, Can gülüm” isimli Azeri parçayı seslendirdi. Sanat adına güzel paylaşımların gönüllerde taht kurduğu bir Cumartesi güzelliğinin daha sonuna gelindiğinde bu program da anılar arasındaki yerini aldı. İLESAM Şiir Dinletilerimize şiire, sanata ve kültüre gönül veren herkesi- üyemiz olsun veya olmasın-bekliyoruz. Unutmayın! HABER METNİ : Sibel UNUR ÖZDEMİR FOTOĞRAFLAR: Nur ERSEN- Sibel UNUR ÖZDEMİR YAYINA HAZIRLAYAN: Nur ERSEN
Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği edebiyatın, sanatın, kültürün ve aktüel konuların konuşulduğu, şiirlerin okunduğu etkinliklere yer vermeye devam ediyor. Bu haftaki Cumartesi Sohbetlerinde “Türk Birliği” konusu Köksal Özenç tarafından anlatıldı.
İLESAM Genel Merkezinde gerçekleştirilen program İLESAM Genel Başkanı Mehmet Nuri Parmaksız’ın yaptığı açılış konuşması ile başladı. İLESAM Genel Başkanı Mehmet Nuri Parmaksız “Devlet yönetilirken kurulan bir cümle yüz yıl sonrayı etkileyecektir. Söylenmeden önce onu görmek gerekir. Tarih boyutunda dünya ve milli tarihin tekerrür etmesini istemiyorsak geçmişten geleceğe uzanan yolda önlem almalıyız. Medya pek çok şeyi yanlış aksettirebiliyor. Bazı kişilerin yönlendirmesiyle de kişiler yanlışlar yapabiliyorlar. İki ayrı devlet bir noktada buluşabilir. Türk Birliği olur mu? Bana göre olur. Ayrıntıları bizlere Köksal Bey anlatacak.” diyerek konuşmasını yapmak üzere Köksal Özenç’i kürsüye davet etti. Köksal Özenç, Avrupa Birliği projesinin, halkımız tarafından desteklenen bir proje olmasına rağmen içeriğinin çok dikkatli okunmasının ve anlaşılmasının önem arz ettiğini, milli bilinç ve milli ruhun ehemmiyetini, töre, örf ve adetlerimizi unutmamamız gerektiğini, kültürümüze, dilimize, vb. değerlerimize sahip çıkmamızın gerekliliğini dillendirerek; dilin kaderinin, halkın kaderi olduğuna vurgu yaptı ve çözüme ulaşmak için çocuklarımızı bu bilinçle yetiştirmemiz gerektiğini söyledi.
“Ülkemizin AB’ye adaylık süreci 1964 tarihli Ankara Anlaşması’nın imzalanmasıyla başlamıştır. 24 Mart 2001 tarih ve 24352 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanmış bulunan Ulusal Program’da şu ifadeye yer verilmiştir: Atatürk’ün önderliğinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti, benimsemiş olduğu değerler sistemi temelinde çok kısa bir zaman dilimi içinde toplumsal yaşamın her alanında gerçekleştirdiği devrimlerle, Türk Milletini ilk kez ortak coğrafyayı ve tarihi paylaştığı Avrupa ailesiyle aynı değerler sisteminde buluşturmuştur. Cumhuriyetin kurulmasıyla birlikte hukuk ve sosyal düzenini Batı normlarına göre kuran Türkiye, 1946 yılında çok partili siyasi hayata geçmiş, başta basın özgürlüğü ve sendikal haklarda olmak üzere, açık ve katılımcı bir toplum düzeni yolunda çok önemli mesafeler kaydetmiştir. Birey ve bireysel özgürlükler, Türkiye’nin temel referansları olmuştur. Türkiye’nin demokratik gelişimi ve hukuk düzeni, dinamik bir evrim sürecine girmiştir. AB mevzuat uyumu çerçevesinde Ülkemizde bazı kanunlarda değişiklik yapılmıştır. Örneğin 10.01.1961 tarih ve 10703 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanmış olan 211 sayılı TSK İç Hizmet Kanunu’nun 35. Maddesi 6496 sayılı yasanın 18. Maddesi gereğince “Silahlı Kuvvetlerin vazifesi; yurt dışından gelecek tehdit ve tehlikelere karşı Türk vatanını savunmak, caydırıcılık sağlayacak şekilde askerî gücün muhafazasını ve güçlendirilmesini sağlamak, Türkiye Büyük Millet Meclisi kararıyla yurt dışında verilen görevleri yapmak ve uluslararası barışın sağlanmasına yardımcı olmaktır.” şeklinde değiştirilmiştir.
Diğer taraftan Fransa Planlama Teşkilatı Başkanı Jean Monnet’in geliştirdiği fikri, Fransa Dışişleri Bakanı Robert Schuman 9 Mayıs 1950’de açıkladı. Planın özünde, Avrupa’da düzenin korunması, Almanya’nın sınırlanmasıyla değil, Almanya’yı Avrupa içinde asimile etmekle mümkündür tezi vardı. Bu tez çerçevesinde AB günümüze kadar geçirdiği gelişme neticesinde 28 üyeli bir yapıya kavuşmuştur.
Bu önemli gelişmelerden bir tanesi de Avrupa vatandaşlığı kavramının gündeme getirilmesidir. 7.2.1992’de imzalanan Maastricht Anlaşması ile getirilen bu kavram Amsterdam Anlaşması ile daha da geliştirilmiştir. Avrupa vatandaşlarına tanınan haklardan bazıları şunlardır: Üye ülkelerde yerel seçimlere katılma ve bunlarda oy kullanabilme hakkı, AB üyesi olmayan bir ülkedeyken, kendi ülkesinin büyükelçilik ya da konsolosluğu yoksa herhangi bir üye ülkeninkine sığınabilme hakkı, Kötü yönetimi Avrupa Parlamentosu’na ya da Ombudsman’a şikayet edebilme, Avrupa Parlamentosu, Avrupa Konseyi ve Avrupa Komisyonu belgelerine ulaşabilme hakkı, Ayrıca AB, Avrupa şirketi, ortak ehliyet ve kimlik cüzdanı, acil yardım numaralarını birleştirme, teknik standartlarda birleşme, pasaportlarda tek bir standardizasyonu sağlama, lise, lisans ve yüksek lisans gibi eğitim programlarını 28 AB üyesi ülkede aynı seviyeye getirme gibi çok sayıda oldukça önemli çalışmalar yürütülmektedir.
Bu itibarla, AB yaptığı tüm bu çalışmalarla sanki tek bir devletmiş gibi hareket etmeye çaba göstermektedir. Bu çerçevede de gerekli teknik, hukuki, sosyal ve kültürel konularda oldukça önemli sayıda kanun, yönetmelik, tüzük ve genelge olmak üzere bir dizi düzenlemeler yayınlamaktadır. Buradan hareketle Ülkemizin de diğer Türk devletleri ile olan ilişkilerinde daha efektif ve atılımcı olunmasında fayda mütalaa edilmektedir.” Konuşmasını bir sunu eşliğinde aktaran Köksal Özenç, kendisine konu ile ilgili yöneltilen soruları da cevapladı.
Özenç’e katılımlarından dolayı Prof. Dr. Nurullah Çetin tarafından bir Teşekkür Belgesi takdim edildi. Etkinliğin ikinci yarısını oluşturan Şiir Dinletisi Orhan Vergili tarafından gerçekleştirildi.
Merih Baran, Tülin Hatun Şenel, Suna Güvel, Ali Haydaroğlu, Prof. Dr. Nurullah Çetin, Gülhan Yalçınkaya, Sema Yücebaş, Vedat Fidanboy, Elifçe, Mehmet İleri, Sevinç Dogancan Güven, Seyfettin Çoban, Mustafa Usta, Şakir Susuz, Muzaffer Karslı, Nur Ersen, Mahir Ünat, Sibel Unur Özdemir, Aşık Dudai, Ozan Bayrami, Sadık Kılıç, Hanlar Koca, Nurettin Gür Ozanoğlu, Yılmaz Erdoğan, Fevzi Gökalp, Bekir Yeğnidemir, Necati Aslan, Şükrü Anat, İlter Yeşilay ve Halil Yazanel etkinliğe katılan isimler arasındaydı. Atatürk, Avrupa Birliği, Hz. Muhammed, Hz.Ali, çiftçi, hak, hukuk, adalet, oğla öğüt, ömür, Türk, türkü, anne, kiraz temalı şiirler, şairlerinin sesinde hayat buldu. Sevinç Doğancan Güven güftesi ve bestesi kendisine ait hicazkar makamındaki “Dönmem, Dönemem Geçmişe” isimli eserini seslendirirken, Sadık Kılıç da güftesi Mahir Ünat’a, bestesi kendisine ait olan “Ay gülüm, Can gülüm” isimli Azeri parçayı seslendirdi. Sanat adına güzel paylaşımların gönüllerde taht kurduğu bir Cumartesi güzelliğinin daha sonuna gelindiğinde bu program da anılar arasındaki yerini aldı. İLESAM Şiir Dinletilerimize şiire, sanata ve kültüre gönül veren herkesi- üyemiz olsun veya olmasın-bekliyoruz. Unutmayın! HABER METNİ : Sibel UNUR ÖZDEMİR FOTOĞRAFLAR: Nur ERSEN- Sibel UNUR ÖZDEMİR YAYINA HAZIRLAYAN: Nur ERSEN
Adınız Soyadınız
E-Posta
Girilecek rakam : 675603
Lütfen yukarıdaki rakamları yazınız.