İLESAM CUMARTESİ SOHBETLERİ ve ŞİİR DİNLETİSİ

(22 EKİM 2016)

“ZİHİN SAĞLIĞINI KORUMA EĞİTİMİ”

Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği Genel Merkez Yönetim Kurulu olarak alınan karar çerçevesinde, şiirin, edebiyatın, sanatın ve kültürün konuşulduğu, şiirlerin okunduğu bir “Cumartesi Sohbetleri ve Şiir Dinletisi” daha İLESAM Genel Merkezi’nde gerçekleştirildi.

Etkinlik, 17-20 Ekim 2016 tarihleri arasında Bakü’de bulunan İLESAM Genel Başkanı Mehmet Nuri Parmaksız’ın yaptığı açılış konuşmasıyla başladı. 

Mehmet Nuri Parmaksız, http://www.ilesam.az web sitesinin açıldığını, ileriki tarihlerde İLESAM üyelerinin eserlerine de yer verileceğini ve böylece İLESAM’ın Azerbaycan’da sesini daha gür bir şekilde duyurabileceğini söyledi.

İLESAM Azerbaycan Temsilciliği’nin önemine değinen Parmaksız, İLESAM’ın Azerbaycan'dan da üyelerinin sayısının arttığını, Azerbaycanlı ilim ve edebiyat eseri sahiplerine üye kimlikleri verildiğini açıkladı. Meslek Birliği’ne alanında tanınmış, bir fikri olan kültürel ve sosyal anlamda ışık tutabilecek üyeleri kabul ettiklerini, çok üye kabul edelim, diye bir çabalarının olmadığını,  2017 başından itibaren bir ay Türkiye'de, bir ay Azerbaycan'da olmak üzere “Edebiyat Günleri” programını hayata geçireceklerini, gelişmeler hakkında zaman içerisinde bilgi vereceğini de sözlerine ekledi.

“Hoyrattan- Şarkıya” projesinin Türkiye ayağının Aralık ayı içinde gerçekleştireceğini ancak Kerkük ayağının içinde bulunulan koşullar nedeniyle iptal edildiğini de belirten Parmaksız “Kerkük’teki durum inşallah en kısa zamanda normalleşir. Kardeşlerimiz zarar görmez. Türk insanı olarak yanlarında olduğumuzu hissettirmemiz gerekiyor. Bizim onlarla, orada olmama ihtimalimiz yok.” diyerek üyelerinden gelecek projelere açık olduklarını dile getirdi.

Mehmet Nuri Parmaksız günün konusu hakkındaki düşüncelerini paylaştı ve zihin sağlığının önemli olduğuna vurgu yaparak konuşmasını yapmak üzere Halil Aytekin’i kürsüye davet etti.

Program, Prof. Dr. Halil Aytekin’in “Zihin Sağlığını Koruma Eğitimi” konusunu bir sunu eşliğinde anlatması ile devam etti.

Halil Aytekin “Kavramsal yaklaşımları beyin, zekâ ve hafıza olarak gruplandırabiliriz. Beyin, merkezi kontrol organıdır. Bütün organların işlevlerini denetler, yönetir ve elektrik dalgaları sağlar. Beynin işlevleri sırasında elektriksel süreçler, olaylar, olgular oluşur ve gelişir. Zekâyı ve hafızayı (zihni) kapsar. Beyinde birbirinin içine girmiş üç farklı bölüm vardır. Her biri bir diğerini tamamlayan farklı fonksiyonlara sahiptir; üst beyin, orta beyin, ilkel beyin.

Beynin sol tarafı mantıksal zekâyı (sözcükler, mantık, sayılar, ardışıklık, çizgisellik, analiz, listeleme) sağ yanı yaratıcı zekâyı (ritm, uzman bilinci, geştalt/ bütünü görme, hayal gücü, hayal kurma, renk, boyut) yakındır. Her insanın farklı bir beyin kapasitesi vardır, bunu genetiği belirler. Fakat bu kapasitenin etkin kullanılabilmesi için yapılabilecek pek çok şey vardır. Kullanılmayan beyin yok sayılır. Toplumda geri zekâlılığın en yaygın sebebi de budur.

Erkeklerin beyin yapısının matematiksel konularda ve araştırma becerilerinde kadınlara göre üstünlüğü bulunurken, kadınların beyin yapısı da erkeklere göre okuma yeteneği, kuralcılık ve sözel beceriler de üstünlükleri göze çarpar.

Beyin, bilgilerin alınmasını, işlenmesini, saklanmasını ve istenildiğinde kullanılmasını sağlayan en önemli organdır.

Zekâ, iş yapabilme kapasitesidir. Zekânın kullanılması ve yönlendirilmesi akıl olarak tanımlanır. Zekâ bir olayı önce anlama, ilişkileri kavrama, yargılama ve açıklayarak çözme yeteneğidir. Genel olarak zekânın on iki yaşına kadar hızla geliştiği, gelişme hızının yavaşlayarak yirmi yaşına kadar sürdüğü, orta yaşlarda ise zekâ seviyesinin sabit kaldığı kabul edilir. Zekâ, ruhsal olaylara, algı ve hafıza yeteneğine, tutkulara, eğilimlere, iradeye ve bilgi edinme isteğine göre farklılıklar gösterir. Akıl somut olarak ölçülemez ama zekâ sağlıklı olmasa da IQ denilen bir testle ölçülebilir.

İnsanlar farklı zekâ türlerine sahiptir. Her insanın aktif olarak kullandığı özel bir zekâ karışımı vardır. Zekâ alanlarının her biri yaşamak, öğrenmek ve insan olmak için birer araçtır. (Prof. Howard Gardner) Çoklu zekâ sözel, içsel, sosyal, doğaya dönük, müzik, bedensel/kinestetik, görsel temaları içerir.

PEKİ, BEYİN NELERİ SEVER;

*Beyin renkleri sever.

*Beyniniz herhangi bir konuya en fazla 25 dakika konsantre olabilir.

*Beyninizin hızlı öğrenmesi için dinlenmeye ve uykuya ihtiyacı vardır.

*Beyniniz motora benzer.

*Beyniniz denizlerdeki gibi elektro-kimyasal hareketlere sahiptir.

*Beyniniz soruları sever.

*Beyniniz vücudunuzla beraber hareket eder.

*Beyniniz gülümsemeyi sever.

*Beyninizin oksijene ihtiyacı vardır.

*Beyninizin boşluğa ihtiyacı vardır.

*Beyninizin düzenli çalışma alanlarına ihtiyacı vardır.

*Beyniniz milyonlarca hücreden oluşmuştur. Kısa, orta ve uzun zamanlı hafızalara sahiptir.

*Beyniniz, siz ona bir şeyler söylemediğiniz sürece hiçbir şey bilmez.

*Beyniniz vücudunuzdaki diğer kaslara benzer.

*Beynin sürekli tekrarlamaya ihtiyacı vardır.

*Beyniniz okuyabildiğinizden daha hızlı anlar.

*Beyninizin harekete ihtiyacı vardır.

*Beyniniz eğlenceyi sever.

*Beyniniz bağlantıları sever.

Bu durumda ne yapmamız gerekir; elbette kendinizi olumsuz düşüncelerden kurtarmanız.

NEDİR BU OLUMLU DÜŞÜNCELER/ HAREKETLER;

*Dik oturun.

*Derin nefes alın.

*Meditasyon yapın.

*Doğru düşünme alışkanlıkları kazanın.

*Ölü zamanları değerlendirin.

*Yabancı dil öğrenin.

*Konsantrasyon ve farkındalık egzersizleri yapın.

*Yazı yazın.

*Mozart dinleyin.

*Şekerden kaçının.

*Spor egzersizleri yapın.

*Uykunuza dikkat edin.

*Kafein, kahve zihin açıcı özelliğe sahiptir lakin fazla tüketilmesi zihni olumsuz yönde etkileyebilir.

*Daha etkili biçimde öğrenin.

*Zihninizi netleştirin.

*Eğleneceğiniz bir şeyler yapın.

* Beyin egzersizleri yapın.

*Yeni şeyler öğrenin.

*Bir şeyleri iyi yapan insanları örnek alın.

*Gülün.

*Oyun oynayın.

*Kendinizin farkında olun.

*Stresten uzak durun.

*Kendinizi eğitin.

*Yağdan uzak durun.

*Daha az yiyin.

*Şüpheli gıdalardan uzak durun.

*Kahvaltı edin.

*Soru sorun.

*Beyin gücünüzü geliştirme planı yapın.

*Kötümser değil iyimser olun.

Kullanılmayan beyin yok sayılır. Toplumda zekâ geriliğinin en yağın sebebi de budur. Sonuç olarak; az uyuyun, az yiyin, az konuşun, az ağlayın, çok gülün, kötü düşüncelerin beyninizi kemirmesine izin vermeyin. Sevgiyi, yaşamı, umudu paylaşın.” diyerek sözlerine nokta koydu.

Prof. Dr. Halil Aytekin’e katılımlarından dolayı İLESAM Genel Başkan Yardımcısı İlter Yeşilay tarafından bir "Teşekkür Belgesi" takdim edildi.

Programın ikinci yarısını oluşturan “Şiir Dinletisi” İsmail Tunç’un sunumuyla gerçekleştirildi.

Hanefi Işık, Orhan Vergili, Hasan Duman, Selahattin Dündar, Bekir Yeğnidemir, Ali Kemal Parıldar, Köksal Özenç, İsmet Bora Binatlı, Hüseyin Ağca, Cahit Karaç, Mahir Ünat, Necati Özdenkoş, Bedri Aybars, Erdoğan Pamuk, Bayram Yelen, Seyfettin Çoban, Salim Özyön, Cihat Solmaz, Nurettin Gür Ozanoğlu, Ozan Elifçe, Hüseyin Ünlü, Ozan Dudai, Sibel Unur Özdemir, Sevinç Doğancan Güven, Celal Oğan, Hatun Tülin Şenel, Arife Aslan, Ali Haydar Karahacıoğlu, İlter Yeşilay, Durak Turan Düz, Şemsettin Güneş, İbrahim Yaman, Tuncer Ulusoy, Necati Aslan, Aida Zeynalova, Nuriz Gökmenoğlu, Asım Lekeler ve Uğur Bulut etkinliğe katılan isimler arasındaydılar.

Birbirinden güzel şiirler şairlerinin sesinde can bulurken İLESAM çatısı altında güzel bir Cumartesi etkinliği daha yüreklerdeki yerini aldı.

İLESAM Şiir Dinletilerimize şiire, sanata ve kültüre gönül veren herkesi- üyemiz olsun veya olmasın-bekliyoruz. Unutmayın!

NOT: Prof. Dr. Halil Aytekin’e konuşma metnini  bizlerle paylaştığı için teşekkür ederiz.

HABER METNİ ve FOTOĞRAFLAR: Sibel Unur Özdemir